Yaşam

İletişim Çağı Çocuklarına Hazır mısın?

‘’Bizim zamanımızda…’’ diye başlar hep cümle. Devamının ne şekillerde geldiğini siz de bilirsiniz.GENERATION-Z.0951

Her nesil kendisinden sonra gelen nesli eleştirir durur. Bugün ergenlik çağında olanlar 30-40’larına, bugünün 30-40’ları da yine bugünün 60-70’lerine göre acayip değişmiştir. Hatta 60-70’ler de bir 100 yıl öncesinin insanlarına kıyasla acayiptirler. Sanıyorum ki bu döngü böyle devam ediyor.

Bugünün ergenlik çağı gençleri, yani iletişim çağı çocukları. Bu, çok geniş bir konu. Bu geniş konunun içinden akıllı telefonları ve bugünün gençlerine olan etkilerini ayırıp, bunlara odaklanacağım. Akıllı telefonlar hemen her yaş grubundan insanı etkiledi. Fakat bu noktada, kişinin hangi yaşta akıllı telefonlarla tanıştığı konusu ayrıca önemli. Bu teknolojiyle küçük yaşlarda tanışanlar var. Bir de bunlarla doğanlar. 30 ve üstü insanlar ergenlik çağı gençler veya çocuklar için internet, akıllı telefonlar ya da sosyal medyanın anlamı ve etkileri çok farklı. Bu fark çok önemli çünkü bu gençler arasında çocuklarımız, akrabalarımız, sevdiklerimiz var. İyi, kötü, tehlikeli ve benzeri yorumlar yapmadan, sıfatlar kullanmadan onlara verilecek tepkiler değil onları anlamaya çalışmak için bir bakış açısıdır bu yazı. Okuyacağınız konu başlıklarına tamamen uyan gençler olduğu gibi uymayan gençler de var. Zira konular gençlerin tarifi değil toplumların değişimi hakkında genel gözlemlerden ibarettir.

Bebek Kadınlarimg_6354-e1351111757591

Bizler, kadınların da pantolon giymeye başladığı ve bunun çok tepki çektiği zamanları gördük. Sonra iş dergilerin, filmlerin, ünlülerin belirlediği modalara döndü. Yaşıtlarımızdan, bu dönüşümden etkilenenlerin sayısı çok olduğu gibi kendini bu akımlardan uzak tutanlar da çoktu.

Bugün ise giyim konusunda zevkler halen markaların tekelinde. Farklı olan şey; bu trendleri kıyasıya takip edenlerin yaş ortalamasının giderek düşmesi. Bugünün 12-13 yaşında kız çocuklarını makyajlı, fönlü saçlarla, genç kadın kıyafetleri içinde görüyoruz. Ayrıca bu durum giderek artıyor. Aslında kız çocuklarının, bebeklikten itibaren anne ayakkabılarına, makyaj malzemelerine, kıyafetlerine ilgilisi yeni değil. Bize yeni olan, tarzlarını örnek aldığı kişilerin artık anne veya ablalar olmayışı. Çünkü hayatı öğrenmek için anne değil akıllı telefonlar var. Bundan yola çıkarak söyleyebiliriz ki peşinde oldukları şey, büyümek ya da büyük görünmek değil, facebookda çok beğendi alan insanlar gibi olmaya çalışmak. Bu anlayış yüzünden ailenin, kendi çocuğu üzerindeki etkisini bir seviye daha kaybettiğine şahit oluyoruz. Olup biteni anlamak adına onları, büyük görünmeye çalışmak, karşı cinsle çok erken ve aşırı yakın temasta bulunmak, vücudunu göstermeye çalışmakla suçlamak yerine, konunun odağında yaygın popüler olma, beğendi alma ve ilgi isteği olduğunu görmeye çalışmakta fayda var.

Moda Kabalıkgencler-arasinda-sozlu-kaba-kuvvet-vakalari-artiyor

Bir 20 yıl önce, sürekli televizyonlarda görünen, çok sempatik ve halkın sevgisini kazanmış ünlülerle ilgili şeyler duyardık. Bazılarının kameralar arkasında nasıl kaba oldukları, ekibindekilere acayip kötü davrandıkları veya çok küfürlü konuştukları gibi. Halk arasındaki imajlarına göre onlardan hiç beklenmeyen hareketler. Bu az bilgiler de genelde buna şahit olmuş biri tarafından söylenmiş ve yayılmış olurdu. Fakat ünlünün hayranları belki de hiç buna şahit olmazlardı. Sadece bilinir fakat görülmezdi.

Bugün ise özellikle yabancı ünlülerle başlayan acayip bir akım var. Kaba olmak, insanları şaşırtacak aykırı laflar etmek, kameralar önünde aykırı hareketler yapmak, yer yer de hayranlara kötü davranmak artık çok moda. Hatta ünlüleri ‘sıradan’ olmaktan çıkartıyor. Çünkü çok ama çok dikkat çekiyor. Facebookda bolca beğendi alıyor. Kısa sürede bütün dünya olayı konuşuyor. Popülerlik getiren bu tavır, akıllı telefonlarla yatıp kalkan gençlere de hemen ulaştı. İçinde kontrolsüz sinir taşımayan ve bilinçlice uygulanan kaba hareketler modası.

Bahsettiğim tavır, ergenlik çağındaki gençlerin anne babaya bazen verdiği agresif tepkilerden farklı, daha çok sosyal çevrelerinde kullandıkları bir davranış türü. Büyük ve önemli olmanın tek yolunun diğer insanlara yukarıdan bakmak olduğu düşüncesiyle bezenmiş bir tavır. Gençler, bu hafif kaba tavrı çok sevdi. Bu şekilde ince düşünmek ya da hassas olmaya gerek yoktu. Ayrıca incelik bir tür çaba gerektiriyor. Diğerlerini küçük görmek ise daha rahattı. İnternet ortamında gençler arasında geçen konuşmalarda kısaltma küfürler popüler hale geldi. Bu küfürlere kızmıyor ya da alınmıyorlar çünkü bu küfürler onlar için hakaret değil modaya uymak, zamanı yakalamak anlamına geliyor. Arkadaş terslemek ya da rezil etmek kabalık değil eğlenceli olmaya başladı. Gençler bu tavrı, popüler olmanın yolu olarak da kullanmaya başladı. Daha duyarlı, anlayışlı olmak, iyi ve affedici olmak eskidi. Artık iyi huyluluk ‘saflık’ ya da ‘iyi ve hızlı tavır koyacak kadar zeki olamamak’ anlamına geliyor. Yakın zamanda bu değişik kabalığın, gençler arasında daha fazla tercih edildiğini göreceğiz.

Cinsiyetsiz Büyüyen Nesil171192_1530901718832_1423434032_31155887_5811854_o

En çok ilgimi çeken konu başlıklarından biri. ‘Kadın şöyle oturur, böyle giyinir, bu şekilde konuşur’ ya da ‘erkek şöyle yapar, bunu yapmalı, şöyle olmalı’ gibi kurallarla büyüdük biz. Bu kurallara uyduk ya da uymadık ama bu kuralların var olduğu zamanı gördük, yaşadık. Yeni gelen nesil için artık bu kurallar yok. Çünkü onların –ister kız olsun ister erkek- bizim anlamakta zorluk çekeceğimiz kadar ortak yanları var. Kız ya da erkek globalizmin aynılaştıran hayatını yaşıyorlar. Hem de dibine kadar. Sürekli aynı markaların yemeklerini yiyorlar. Aynı internet videolarını konuşuyor, aynı küfürleri ediyor, aynı markalardan giyiniyor, aynı yasaklara kızıyor, aynı telefonları kullanıyor, aynı sosyal paylaşım sitelerini gün boyu takip ediyorlar. Çocuklar görür, beğenir ve yaparlardı. Şimdi ise görüp yapıyorlar çünkü zaten onlara örnekler beğenilmiş olarak geliyor. Tek yapmaları sadece trende uymak.

Konu sadece aynı yaşam tarzına sahip olmalarıyla sınırlı değil. Ayrıca bu hayatı, bizim çocukken sahip olmadığımız kadar çok insanla aynı şekilde yaşıyorlar. Yani daha çok görüyor daha çok etkileniyorlar. Eskiden ortalama bir çocuğu etkileyecek arkadaşlar: mahalle arkadaşları, okul arkadaşları ( okul arkadaşlarının birçoğu yine mahalleden arkadaşlar olurdu ) ve kurslardan arkadaşlardan ibaretti. Çocuklar ve ergenlik çağındaki gençler bu şekilde sosyalleşirdi. Bu sosyal daire içinde ortalama 100-250 kişi olur, diğerleri neyi nasıl yapmayı seviyorsa sizin çocuğunuz da kısmen onlardan etkilenirdi. Çünkü çocuk, bu kadar yaşıtının yaşam tarzına şahit olur ve çok sayıda insanın kabul ettiği yaşam tarzını benimsemeye başlardı. Bugün ise rakam belki 1000 kişi, belki çok daha fazla. Tahmini 250 rakamı hala orada fakat artı olarak sosyal medyada yüzlerce arkadaş, arkadaşlarının arkadaşı binlerce genç hazır olarak beğenilmiş yaşam tarzlarını sürekli kendine adapte ediyor. Ayrıca ziyaret ettikleri yüzlerce çeşit internet sitesi var. En önemlisi ise gençlerin popüler olduğunu için adapte olduğu örnekler, kadın ya da erkek ayrımı yapmayan bütün gençlere hitap edebilen yaşam biçimleri oluyor. Çünkü ayrım yapan tarzların çok beğenilmesi şansı düşüyor. Dolayısıyla herkese ancak unisex – her iki cinse uygun olan tarzlar ve tercihler ulaşabiliyor…

Gençlerin bir organı haline gelen akıllı telefonlar, hayatın anlamını buldu: Popülerlik. Peki nereye kadar? Acaba gençlerin akıllı telefonlar ve sanal alem hevesi nasıl ve ne zaman biter? Ya da hiç biter mi?

Trendleri takip etmek, ilgi çeken bilgilere ulaşmak, olayları en hızlı öğrenen olmak, bunun için sürekli takip etmek, hızlı düşünüp hızlı tavır veya tepki vermek, aksi halde can sıkıcı, ilgi çekmeyen olma belki de dışlanma riski ile sürekli burun buruna yaşama ve bütün bunlarla birlikte –bazen anne, baba zoruyla da olsa-fiziki dünyayı, hayatı takip etmek aslında çok zor ve yorucu. Bunun yanı sıra bazı gençlerin daha çok hoşuna gitmeye başlayan takip etmek yerine takip edilen olmak. Dolayısıyla bunun tek yolu: yapmak. Özellikle fiziki dünyada bir şeyler yapmak. Gezi, sanat veya spor aktiviteleri vb. Ve ilgi odağı olmak için yapılan şeyi çok iyi yapıyor olmak. Hem yüksek performansın verdiği yorgunluk hem de bu trendler, akıllı telefonları ve sanal alemi biraz biraz arka plana itiyor. Son yıllarda bazı eğitim kurumları bunu bir fırsat olarak gördü ve elektronik yapılara abanmak yerine eğitimi daha fazla binaların dışına doğru şekillendirmeye başladılar.

Bu kısa süreçte oluşan, geçici bir süreç mi yoksa hayatı hızlandırıp değerleri, zevkleri, manaları zayıflatan internetle yaşam, eriten süratiyle kendi çocuğu olan sosyal medyayı mı tüketiyor? Gençlerin yaşadığı bu değişim toplumların ve insanlığın değişimi ya da kısa süreli bir etki olabilir. Fakat her şekilde sevdiklerimiz için olan biteni yargılamak değil anlamamız farkındalık yaratacaktır.

Ayhan Yalçınkaya

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu