“Eğer altıncı yaşlarının sonuna doğru tüm ülkelerdeki tüm çocukların kütüphanelerde yaşayarak hemen hemen ozmos (geçişme) yoluyla öğrenmelerini sağlarsak, işte o zaman, uyuşturucu, sokak çeteleri, tecavüz ve cinayet rakamlarınız sıfıra yaklaşacaktır.”
Fahrenheit 451, kitap kâğıtlarının yanıp tutuştuğu sıcaklık derecesidir. Ray Bradbury’nin aynı isimli kitabında, çağın laneti kitaplardır ve gene kitaplar bütün kötülüklerin tek sorumlusudur. İtfaiye ekiplerinin yangın söndürdüğü devir çoktan geçmiş, onların yeni görevi kitapları yakmak olmuştur.
” İyi bir iş. Pazartesi günleri Millay, Çarşamba Whitman, Cuma Faulkner, yak kül olsun, sonra küllerini yak. Bu bizim resmi sloganızmızdır.” Yazarların, şairlerin, sanatın hiç bir önemi kalmamıştır bu yeni düzende. Her şey insanları korumak içindir. Şiir, insanları melankolik yapar ağlatır, felsefe insanları çok düşündürür soru sordurur, cevaplar acıtır, bilim yorar. Oysa ki; “Anayasanın dediği gibi, kimse eşit ve özgür doğmamıştır, herkes eşit yapılır. Her insan bir diğerinin sureti olunca herkes mutlu olur, ortada çekinilecek, korkulacak, herkesin kendisini yargılamasına yarayacak dağlar yoktur.”
Bunun için insanlara düşünmek için zaman bırakılmamalıdır, gezilecek park, bahçe kalmasın isterler, uzun yürüyüşler olmasın, sallanan sandalye olmasın insanlar rahat olmasın, düşünemesin isterler. Sonra ne mi oldu? Her şeyin hızlısını yaptılar. Hızlı arabalar yaptılar. Tehlikeden başka düşüneceğin bir şeyin olmadığı anlar. Hızlı akıp giden televizyon programları yaptılar. Yemekler hızla hazırlanır, hızla yenir oldu. Çocuklar hızla büyümeliydi o yüzden okul yaşını gittikçe düşürdüler.
“Kitaplar, yaşamın yüzündeki gözeneklerini gösterirler. Sadece rahatlık içindeki insanlar ay gibi gözeneksiz, tüysüz, ifadesiz yüzleri balmumuyla sıvar. Artık çiçekleri, kara toprak ve bol yağmurla yetiştirmek yerine, çiçeklerin, sırtından geçinilmeye çalışıldığı bir zamanda yaşıyoruz. Antaios ayakları yere sağlam bastığı zaman gücü inanılmaz olan dev bir güreşçidir. Fakat Herkül tarafından ayağı yerden kesilip havada tutulduğunda ölür. Eğer bu efsanede bizim için, bu ülke, bu şehir için, zamanımız için çıkarılacak bir ders yoksa ben çılgının biriyim”.
O kadar gerçek ki bu satırlar, bir distopya anlatan kitaptan alıntı yapıyor gibi hissettirmiyor insana. Günümüzden 60 yıl önce yazılmış olması iyi bir öngörüyü gösteriyor sadece. Kitapların yakılacağı korkusu da yok üzerimizde çünkü. Tam da istenildiği gibi kimsenin kitap okumak istemediği toplumlar çoktan yaratılmaya başlandı. Şiir okuyup hüzünlenen, felsefe okuyup düşünen, bilime meraklı kaç kişi kaldı?
Fahrenheit 451 filminin hiç yazı içermeyen fragmanını izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=7cQ-yGCyjyM
Seyhan Başkaya
Ray Bradbury, Fahrenheit 451 kitabından alıntılar yapılmıştır.