“Kitapsız evlerin dökümü yapılabilseydi, bu ülkede birçok insanın demokrasiye neden ihtiyaç bile duymadığı daha iyi anlaşılırdı.” Mario Levi
Uluslararası bir araştırma sonucuna göre evlerinde anne babalarına ait kitaplık bulunan çocuklar, kitapsız evlerde büyüyen çocuklara kıyasla daha yüksek eğitim düzeyine sahip oluyor. Kitapsız evde büyüyen çocuklar ve ortalama olarak beş yüz kitaplı bir evde büyüyen çocukların eğitim düzeyi arasındaki fark, yüksek öğrenim görmüş aileler ve hemen hemen hiç eğitim görmemiş ailelerin çocuklarının eğitim düzeyi kadar farklı oluyor.
Kitap okuyan insan kendini gerçekleştirir. Kendini gerçekleştirme Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde en üst sırada yer alır.
Maslow’a göre ihtiyaçlar hiyerarşisi;
1. Fizyolojik ihtiyaçlar (açlık, susuzluk, cinsellik, uyku, oksijen)
2. Emniyet ( tehlikeden korunma, güven, düzen, korkudan kurtulma, rahatlık)
3. Ait olma ( kabul etme, sevgi, başkalarıyla ilişki kurma, yakınlık, bağlanma)
4. Statü kazanma, başarıya ulaşma, kendine saygı, tanınma, onaylanma
5. Anlama, keşfetme, meraktan kurtulma, bilme
6. Yaratıcılık, estetik, yetenekleri geliştirme
7. Kendini geliştirme.
Buna göre alt basamaklardaki ihtiyaçları giderilen insan üst basamaklardaki güdüleri doyurmaya yönelir. İhtiyaçları sırayla karşılanan insanın ulaşabileceği en son nokta kendini gerçekleştirmedir. Bu hiyerarşiye göre topluma baktığımızda, çoğunluk fizyolojik ihtiyaçlar, emniyet, ait olma, statü kazanma güdülerini doyurmaya çalışırken ve bundan öteye geçemezken çok az insan kendini gerçekleştirme mertebesine ulaşabiliyor. Çünkü statü kazanmadan sonrası, okumayla, kitapla, bilmeyle, keşfetmeyle gerçekleşiyor.
Kendini gerçekleştiren insan;
Kendini ve çevresindekileri olduğu gibi kabul eder.
Belirsizliklere katlanabilir.
Kendi kararını kendisi verebilir.
Kendisine ve diğer insanlara değer verir.
İnsanlığın problemleriyle ilgilenir, sorumluluk alır.
Hatalarını kabullenir ve gereksiz savunmalara girmez.
Geçmişten çok geleceğe odaklanır.
İktidarların ve sistemin korktuğu insan tipidir kendini gerçekleştirmiş insan.
Sorguladıkları için kandıramazlar, sürü psikolojisini ve görüşlerini dayatamazlar, istedikleri gibi kullanamaz ve kâr edemezler. Bu nedenledir ki karşıdırlar aydınlanmaya, kitap okunmasın diye başka araçlarla ve gereksiz uğraşlarla doldururlar insanların hayatlarını.
Eğer ki kitap ihtiyaç olsaydı, ihtiyaç olduğunu düşündüğümüz bir çok şey önemini kaybedecek, ruhun açlığını doyurdukça, anladıkça insan yanımızı daha doyumlu, üretken ve faydalı hayatlarımızla var olacaktık.
Evsiz kaldı kitaplar her çağda, evler kitapsız kaldı. Dünya zulmü fazla, adaleti, özgürlüğü, sevgisi ve huzuru eksik bir yer oldu.
Fatma KOŞUBAŞI (fatmakosubasi@gmail.com)