“Kitapları okumak, geçmiş anıların o mükemmel kişileri ile konuşmaya benzer.”
”Yatırım” Bu kelimeyi ilk duyduğunuzda ya da gördüğünüzde maddiyatın doğurduğu her ne varsa hepsi zihninizde belirecektir. Ama şu da var ki en büyük yatırım beyne yapılanıdır. Bunun yolu da okumaktan geçer.”Okumak” Kitabı, dergiyi, bir müsveddeyi, insanı, dünyayı ve her şeyi… İşte düşünürler ve yazarların bu konuyla alakalı yorumlarından birkaçı:
“İçinde iyi yanı bulunmayacak kadar kötü kitap yoktur.” Geothe
Ben de Geothe gibi kötü kitap olmadığına inananlardanım. Yazılan her şey, her kitap, kişiye öyle veya böyle bir şeyler kazandırır. Böylece her kitap bir eğitmen görevini görür. Belki de ondan çok daha fazlası…
“Ben kitaplarımı değil, kitaplarım beni ortaya çıkarmıştır.” Montaigne
Söylesenize hangi düşünür, filozof ya da insanların hayatlarında önemli bir yer teşkil eden kişiler okumadan olgunlaşmıştır? Hiçbiri… Onlar okudular. Su içer, yemek yer gibi…Ve bazen de çok daha fazlasıymış gibi…Okudukça öğrendiler. Öğrendikçe bildiklerinin aslında ne kadar az ve buna karşın öğrenmeleri gerekenin ne denli fazla olduklarını gördüler. Ve böylece bir deryanın içine düşmüş oldular. Ucu bucağı olmayan gizemli ve büyülü bir deryanın. O sudan içtikçe sarhoş oldular. Okumakla meşk oldular. Yaren oldular.
Okumak içe yapılan bir yolculuk gibi…Bir kendine yöneliş, bir arayış. Ben soyut ve somut her türlü kapının kitap ile açılacağı kanaatindeyim. Okunan her cümlenin içte yankılanması içimizdeki sayısız odacıktan birinin kapısını muhakkak açacaktır. Ve orada bir tohum vazifesi görüp filizlenecek ve yeni güzellikler doğuracaktır: Yeni fikirler, yeni benlikler…Ve somut hayatta da kişiyi bir adım öne geçiren şey yine o deryadan ne kadar içildiği olacaktır.
“Kitapları okumak, geçmiş anıların o mükemmel kişileri ile konuşmaya benzer.” Anonim
Yeni dostlar, yeni çevreler ve belki de bizden kişiler…Tanıştığımız her insan, büyük veya küçük bizlerin hayatında bir iz bırakır. Keza kitaptaki karakterler de öyle. Bazen bize muhalefet olarak çıkarlar karşımıza. Fikirlerimize, yaşantımıza tam anlamıyla zıt düştüklerini görürüz. Ve farkında olmadan onlarla, düşünceleriyle bir dialoğa gireriz. İşte bu da fikirlerin çarpışmasına ve kendimizi, düşüncelerimizi sorgulamaya sebep olur. Bazen de çok bizdendirler. Neredeyse kitaptan çıkıp bizimle dost olmalarını isteriz. O kadar çok severiz ki onları…Canlı kanlı aramızda olmadıkları için garip bir şekilde üzüldüğümüz anlar bile olur. İşte tüm bunlar kitapların ruhumuza ne denli tesir ettiğinin, içimize işlediğinin bir kanıtıdır aslında.
“Okuyun ve kitabı hayatınızın merkezi yapın.” Taha Kıvanç
”Böyle çıkar nefes almanın tadı
Kelimenin ışığıyla akşamda.
Kırılır umutsuzluğun inadı
Kaybolur o güzelim satırlarda.
Geçti günler, yıllar takvimde kaldı
Yanar içimde hiç sönmeyen sevda.
Daima uyanık duran sabrımdı ;
İnsanlığı ararken sayfalarda.”
Okumakla meşk olan tüm dostlara selam olsun..
Aynur Ercil