Tarih

Platon’un Hayatı ve Felsefe Tarihindeki Önemi

Felsefe tarihinin ve İlkçağın en önemli düşünürlerinden ve belki de en önemlisi Platon’dur. Bunun nedeni, ilk kez dizgesel bir felsefi sistemi kurması ve bununla da kalmayıp bunu ünlü felsefe ve bilim okulu Akademi sayesinde kurumsal bir şekilde gelecek nesillere aktarmasıdır. Ayrıca Kendisinden sonraki birçok filozofu da derinden etkilediğini söyleyebiliriz.

Platon’un, MÖ 427 yılında bazı kaynaklarda Aegina adasında doğmuş olduğu söylense de [1] genel kanı Atina’da doğmuş olması yönündedir. Atinalı soylu bir ailenin çocuğuydu ve ailesinin aristokrat olması nedeniyle aristokrasi yanlısı olmuştur ancak çok geçmeden fikri değişmiştir. Babası Ariston’un soyunun son kral Kodros’a dayandığı ve annesi Periktione’un soyunun ise Büyük devlet adamı Solon ile bağlantısı olduğu söylenir.[2] Platon’un iki erkek kardeşi ve bir kız kardeşi vardır. Erkek kardeşleri Glaucon ve Adeimantus Platon’un birkaç diyaloğunda karşımıza çıkarlar. Kız kardeşi Potone’nin ise sonradan Platon’un okulunun başına geçmesini isteyeceği Speusippos adında bir çocuğu vardır.[2] Platon’un dayısı Khar­mides ve amcası Kritias Otuz Ti­ranlardan ikisiydi.[3] Oligarşik otuzlar hükümeti Atina’da kısa süren oligarşi yanlısı bir yönetimdir. Aslında Platon’unda siyasete merakı vardı ve yakın akrabaların siyasette olmalarından ötürü siyaset işlerine gireceği beklenmekteydi ama o birçok demokratın ölümüne sebep olacak ve Atina’da baskı ve şiddet uygulayan bir hükümette yaşadığından ötürü siyasete soğumuştu.

Platon’un gençlik yılları hakkında elimizde fazla kaynak yoktur. Ancak Platon’un, diğer soylu ailelerinin çocukları gibi eğitim almış olması muhtemeldir. Çocukluğundan itibaren resim, şiir, müzik ve beden eğitimi almıştır. Hatta resim ve şiirle yakından ilgilenmiş şiirler ve trajediler yazmıştır. Gençliğinin bir döneminde askeri eğitim de almış olması muhtemeldir çünkü gelecek yıllarda birkaç savaşta yer alacaktır. Gençliğinin bu şekilde geçtiğini varsayarsak hayatındaki ilk dönüm noktası, 20’li yaşlarda Sokrates’in öğrencisi olmasıdır. Sokrates her zamanki gibi Atina sokaklarında insanlarla tartışır sohbet eder ve büyük ihtimalle bir başkasının evinde yemek yemektedir kendi evine nadiren uğrarmış. Sokrates’in böyle bir yapısı vardır gördüğü herkesle tartışmaktan çekinmez ve büyük olasılıkla onların üstesinde gelirdi. Platon muhtemelen Sokrates’in hayata bakış açısından ve erdeme verdiği önemden çok etkilenmiş olacak ki hayata bakış açısı değişir önceden değer verdiği birçok şey artık saçma gelir ona hatta şiir ve trajedilerini de yakmıştır.[2]

Platon, bu dönemden sonra artık bambaşka biri olmuştur ve diyaloglarını yazmaya bu dönemde başladığını söyleyebiliriz. Platon içindeki sanatçıyı kaybetmeyecek olacak ki eserlerinin hepsini diyalog biçiminde yazacaktır bir tür tiyatro oyunu gibi. Atina’da baskı ve şiddet uygulayan oligarşi yanlısı bir hükümet olduğunu söylemiştik, kısa süre sonra devletin başına yeniden demokratlar geçecektir. Platon bu dönemde siyasete yeniden ısınmıştı ancak başa geçen demokratlar hocası Sokrates’i idam ettirirler. Platon, bu olaydan sonra siyasete tamamen soğumuştu ve hayatının sonuna kadar demokrasi karşıtı olmuştur. Hocasının ölümü onu derinden etkilemiş ve Atina hükümetine duyduğu öfkeden dolayı Atina’yı terk etmiştir. Atina’nın batısında yer alan Megara’ya, büyük matematikçi Eukleides’in yanına gitmiş ve sonrasında Kirene’ye gitmiş burada matema­tikçi Theodoros ile tanışmıştır. Ve sonrasında İtalya’ya Pythagorasçı Philolaos ile Eurotos’un yanına gitmiştir.[2] Sonrasında Mısır’a da gittiğine dair iddialar da vardır. Tekrardan Atina’ya döndükten sonra 40 yaşındayken MÖ 387’de İtalya ve Sicilya’ya gitmiştir.[3]

Platon’un Mağarası başlıklı yazımızı da okumak isterseniz.

İtalya ve Sicilya seyahatinden sonra ünlü felsefe ve bilim okulu Akademi’yi kurar. Bu okul, tarihteki ilk Üniversite olarak kabul edilir. Aslında Akademi’den öncede bu tür okullar kurulmuştu. Örneğin Pythagorasçılar da benzer okullar kurmuşlardır ama bu okullar sadece tarikat mensuplarına ders vermekte ve genelde dini eğitimler verilmekteydi. Sofistler de yüksek düzeyde dersler veriyorlardı ancak onlar sadece çıktıkları gezilerde dersler vermekteydiler, belli bir mekanları yoktu, bu yüzden bir kurum değillerdi. Akademi ise herkese açık, belli bir mekânı olan hocaları ve bir bütçesi olan bir okuldu. Akademi, Yunan mitolojisinde bir kahraman olan Akademos’un mezarının olduğu bahçede ya da bir diğer adıyla Akademos bahçesinde kurulmuştur. Ve ismini de bu kahramandan alır.[2] Akademi’nin tam olarak ne zaman kurulduğu bilinmese de birçoğuna göre MÖ 387-388 yıllarında kurulmuştur. (Bkz. [4][5])

Akademi’deki ders müfredatı oldukça genişti: matematik, astronomi, doğa bilimleri, retorik, mantık, siyaset ve metafizikle ilgili dersler veriliyordu.[6] Sonrasında daha farklı alanlarda da dersler verilmiştir ancak Platon’un yaşadığı dönemde bu alanların hepsinde yüksek düzeyde dersler verilmekteydi ve büyük bir kütüphanesinin olduğu da söylenmekteydi. Akademi’de Theaitetos matematik, Eudoksos astronomi ve önceleri öğrencisi olup sonrasında hocalık yapan Aristoteles ise Retorik(hitabet) dersleri vermekteydi. Platon’un tarih, hukuk, re­torik, ahlak ve siyaset dersleri verdiğini söyleyebiliriz.

Platon’un Akademi’nin kurulmasından sonra birkaç kez İtalya ve Sicilya’ya gitmesi dışında hayatının sonuna kadar Akademi’nin başında olmuştur ve Atina’dan ayrılmamıştır. MÖ 347 yılında seksen yaşında Atina’da gerçekleşen bir düğün esnasında hayata gözlerini yummuştur.[3] Evlendiğine dair herhangi bir veri yoktur.

Eserleri

Antikçağ ve orta çağ kaynaklarında bulunup günümüze ulaşamamış hiçbir eseri yoktur.[7] Bu yönden Platon’un diğer İlkçağ filozofları arasında özel bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. Bunun nedeni muhtemelen kurduğu okuldur. Günümüzde ona ait olduğunu bildiğimiz eserlerinin hepsini diyalog biçiminde yazmayı tercih ettiği ve diyaloglarda kendisi bir konuşmacı olmadığı için diyaloglardaki görüşlerinin hangilerinin Platon’un görüşleri olduğunu tespit etmek zordur.[3] Eserlerinin kaç tane olduğu da kesin değildir. Bazı kaynaklar Platon’a ait 36 diyalog olduğunu [5] bazılarıysa 34 diyalog olduğunu [8] belirtir. Platon’un Akademi’deki derslerinin yayınlanmadığı elimizdeki diyalogları halkın okuması için yayımladığına dair iddialar vardır ancak diyalogların halkın anlayabileceği basitlikte değildir ve Platon’un son dönem diyaloglarının karşılıklı konuşmadan ziyade bir fikre “Evet” veya “Hayır” gibi kısa yanıtlar verilmesi yüzünden ders notlarına benzediği açıktır.

Diyaloglarının kendi içindeki sıralaması da tartışmalı bir konudur. Eserlerin dil özelliklerine göre şöyle bir sıralama yapılabilir:

Gençlik Dönemi: Sokra­tes’in Savunması, Kriton, Euthyphron, Lakhes, İon, Euthydemos, Protagoras, Kharmides, Lysis ve Devlet’in ilk kitabı. Bir diğer adı “Sokratesçi” diyaloglardır. Burada Sokrates baş konuşmacıdır ve Sokrates’i ve Sokrates’in fikirlerini yansıtması muhtemeldir.

Orta Dönem: Gorgias, Kratylos, Şölen, Phaidon, Phaidros, Devlet’in geri kalan dokuz kitabı ve Menon. Bu dönem Platon’un kendi kişisel fikirlerini anlatmaya başladığı dönemdir. Menon diyaloğu Gençlik döneminden orta döneme bir geçiş diyaloğudur.

Son Dönem: Theaitetos, Parmenides, Sofist, Devlet Adamı, Philebos, Timaios, Kanunlar. Platon’un felsefesinin ve fikirlerinin derinliklerine inilir.

Platon’un diyaloglarının yanında ona ait olduğu iddia edilen 13 tane mektup vardır. Ancak gerçekten ona ait olup olmadığını bilmiyoruz ve bu konu 19. yüzyılda çokça tartışılmıştır. Bu mektuplardan yedincisinde Platon’un en büyük teorisi olan idealar hakkında toplu bilgi bulunur. Dolayısıyla mektupların hepsinin Platon’a ait olup olmadığı kesin olmasa da yedinci mektubun Platon’a ait olması muhtemeldir.[9]

Sonuç olarak Platon, büyük bir felsefi sistem kurması, bunu Akademi sayesinde günümüze ulaştırması ve büyük filozoflar yetiştirmesiyle felsefe tarihinin en önemli filozoflarından biridir.

Kaynaklar:

– [1] George Grote. A History Of Greece. London 1888

– [2] Diogenes Laertios. Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri

– [3] Anthony Kenny. A New History of Western Philosophy

– [4] Runes, D.D. (Ed.) (1942). The dictionary of philosophy. New York: Philosophical Library

– [5] Toylar, A.E. (1956). Plato: The man and his work. New York: Meridian Books

– [6] Johansen, K. F. (1998) A History of Ancient Philosophy: from the beginnings to augustine, London: Routledge

– [7] Frederick Copleston. A History of Philosophy

– [8] Proudfoot, M. ve Lacey, A.R. (Eds.) (2010). The Routledge dictionary of philosophy. 4th edition. London and New York: Routledge.

– [9] L. A. Post (1925). Thirteen epistles of plato, Oxford: clarendon Press.

İleri Okumalar:

R. Audi (1995). The Cambridge Dictionary of Philosophy, New York: Cambridge University Press.

Ahmetcan Dalçiçek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu