Uyurken beynimizde oluşan imgeler hep ilgi çekmiş, bilimsel veya bilim dışı pek çok olguyla ilişkilendirilmiştir. İşte meraklısı için rüyalar hakkında bilimsel gerçekler…
-Uyandıktan sonraki 5 dakika içinde gece gördüğümüz rüyaların %50’sini unutuyoruz. 10 dakika içindeyse %90’ını!
– Körler de rüya görüyor: Özellikle görme yeteneği ile doğup sonradan bu yeteneği kaybedenler aynı görebilen insanlar gibi rüya görür. Ancak doğuştan kör olanlar imajlar içeren rüyalar göremezler. Onların rüyaları ses, koku ve his üzerine kuruludur ve en az görenlerinki kadar çarpıcıdır.
– Aşırı psikolojik sorunları olan insanlar dışında herkes rüya görür. Rüya görmediğini düşünen insanlar, aslında rüyalarını çok çabuk unutanlardır
– Bir gecede maksimum 7 rüya görebilirsiniz: Ortalama bir gecede göreceğiniz rüya sayısı 4 ile 7 arasında değişir. Ve her gece bir veya iki saat arası süreyle rüya görürüz.
– Bazen rüyalarımızda bir sürü yabancı insan görebiliriz ancak bunlar aklımızın bir uydurması değildir. Zihnimiz yüzler yaratmaz. Rüyada gördüğümüz yüzler hayatımızda karşılaştığımız ama hatırlamadığımız ya da kime ait olduğunu bilmediğimiz yüzlerdir.
– Herkes rüyalarını renkli görmez: 1915 ile 1950 yılları arasında yapılan araştırmalara göre rüyaların büyük çoğunluğu siyah-beyaz görülüyordu. Günümüzde 25 yaşın altındaki insanların sadece yüzde 4.4’ü rüyalarını siyah beyaz görüyor. Son araştırmalar bu değişikliğin nedenini siyah-beyaz film ve televizyondan renkli görüntülere geçmemize bağlıyor.
– Rüyalar semboliktir: Bir konu üzerine gördüğünüz rüya tam olarakta o konu hakkında değildir. Rüyaların derin sembolik bir dili vardır. Uyku halindeki bilinçsiz akıl rüyanızı daha bilindik hale çevirmeye çalışır. Aklımız rüyadaki nesneleri daha bilindik sembollerle anlatmaya veya çözmeye çalışır.
– Rüyalarda en çok hissedilen duygu endişedir. Negatif duygular pozitif duygulardan daha sık görülür.
– Hayvanlar da rüya görür: Bir çok hayvan üzerinde yapılan araştırmalar, hayvanların da insanlar gibi uykularında rüya gördüklerini ortaya koymuştur. Bir köpeği uyurken izlerseniz, birini takip eder gibi ayaklarını ve ya patilerini oynattığını görebilirsiniz.
– Uyku felci: Derin uykuya geçtiğimizde beynimizdeki bir sistem harekete geçer ve vücudumuzun hareket etmesini engeller. Bunu rüyalardaki hareketlerimizin fiziksel olarak gerçekleşmesini engellemek için vücudumuzun bir savunma mekanizması olarak düşünebiliriz. Vücudumuzdan salgılanan hormonlar bizi uykuya sevk eder ve sinirlerimiz omuriliğimize sinyal göndererek vücudumuzun rahatlamasını ve sonrasında bir nevi paralize olmasını sağlar.
– Rüyanın gerçek hayatla birleşmesi: Zihnimiz, bedenimizin o sırada gerçekten duyduğu ya da hissettiği şeyleri rüyalarımızla birleştirebilir. Örneğin rüyamızda kendimizi bir konserde müzik dinlerken görüyoruzdur, ancak o sırada radyoda bir müzik çalıyor olabilir.
– Kadınlar ve erkekler farklı şekillerde rüya görür: Erkekler daha çok erkekler hakkında rüya görür. Yani bir erkeğin rüyasında gördüğü kişilerin %70’ini erkekler oluşturur. Kadınlarda ise bu oran eşittir. Erkekler daha agresif rüyalar görürken kadınların rüyaları daha sakindir.
– Gelecekten haber veren rüyalar: Yapılan araştırmalar insanların yüzde 18 ila yüzde 38’nin rüyalarında ‘geleceğe ilişkin’ veriler taşıyan imgeler gördüğünü, yüzde 70’ininse ‘déjà vu’ yaşadığını gösteriyor. Rüyalarda geleceğin görülebileceğine inanan insanların oranıysa araştırmaya bağlı olarak yüzde 63 ile yüzde 98 arasında değişiyor.