Sosyal paylaşım sitelerinin toplumun geniş kesimleri tarafından yoğun bir şekilde kullanılmaya başlamasıyla birlikte, kişilerin toplumsal olaylara karşı duyarlılıklarını gösterebilmesi oldukça zahmetsiz bir hal almıştır. Toplumsal duyarlılığın geliştiğini düşündüğümüz bu evrenin zannettiğimiz gibi olumlu bir etkisinin olduğu da bana göre bulanık bir hal almaya başlamıştır.
Bu durumu etkileyen nedenlerden biri; kişisel ve kolektif vicdanı derinden yaralayan olaylara olan tanıklığın yoğunluk kazanmış olmasıdır. Bireylerin hayata karşı güvenlerini olumsuz etkileyecek yoğunlukta haber alma düzeyine ulaşmış olması, kişileri bu alanda yoğun paylaşım refleksine sürükleyebilmektedir.
İşte tam da bu noktada biraz daha dikkatli bakabilen bir gözlemcinin gördüğü; aynı kişinin, normal yaşamını idame ederken, hemen hemen sadece kendisiyle meşgul olan kişi ile sosyal paylaşım alanındaki aşırı duyarlı kişi arasındaki bütünlüğünün derinden yarılmış olmasının çarpıcılığıdır. Örneğin Ege sahilinde boğularak çok acı bir şekilde yaşamını yitiren Alan kürdi’nin küçük bedenine karşı sonradan gelişen olaylar gibi. O fotoğrafın sosyal paylaşım alanında yarattığı yüksek duyarlılık görüntüsü ile bu toplumsal faciaya karşı hemen hemen hiçbir şey yap(a)mamanın ruh halinin kişiler üzerinde yarattığı o eziklik hissi gibi.
Üstelik sosyal medyanın yoğun kullanımının toplumsal duyarlılığa geniş planda olumlu etkide bulunduğu konusu da bana göre oldukça tartışmalı bir durumdur. Zira, çıplak gözle şöyle bir baktığımızda; Arap Bahar’ının tetikleyicisi olduğu öne sürülen sosyal paylaşım medyasının, dünyanın genel kaotik gidişatına karşı pek de engelleyici bir nitelik taşımadığı görülmektedir. Engelleyici etkide bulunmayı bırakın, bu kadar yaygın ve yoğun kullanıldığı bir dönemde, dünya genelinde demokrasi ve insan hakları gibi birçok temel hak unsurunun tepetaklak aşağılara yuvarlanması hazin bir sonuç gibi görünüyor. Ayrıca insani kazanımları koruyabilmeyi bir yana bırakın, açıkça görüldüğü gibi tekleştirici ve faşizan unsurların yükselmekte olduğu bir dönem yaşamaktayız…
Çizer ve yazar Rênas Pola
Dünyalılar