Kültür-Sanat

Turgut’a

 Turgut`a
Eylül mezarlıklarından şimdi her gece
 ellerinde fenerlerle geçen arkadaşlarım
 Oturup düşündüm unutkan bir ülke eylül
 Herkes unutuyor ancak bir deniz sofrasında
 durulunca hazları tenin ve bütün kitaplar
 hatırlıyoruz. Ne kadar yoksuluz çocukluğumuzda.
 Anamızın eteğine doldurulmuş çakıltaşları
 Güz gelince yeniden ölen çekirge, savruk otlar
 gizli bir tarihin yarıklarını
 doldurmak için ırmağın sürüklediği çerçöp
 kambur yollarında ceza okullarının
 aşınmayı önleyen bir avuç kabara ve anamız
 şimdi düşünüyorum kimbilir kaç kez
 yamalı çoraplarla birlikte yeniledi bizi
Islanınca esmer defterleri yüzümüzün
 bu çamurla kanla alınteriyle gizli bir yazgı
 çakıyor bir an. Karanlık feneri ülkemizin.
 Nasıl bir yalnızlık, unutulmuş bir ışık diliyle
 çırpınırken biz üstümüze geliyor büyük gemisi geleceğin
 Bir tenis topu, koşan bir çocuk, bir gözyaşı bile değiliz.
 Yalnızca bir ağaç ailesi ve bir köşede
 yıllardır bizi gözleyen hep aynı balta: Dalgınlık.
 Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için.
 Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin
 unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz
 ölü balıklar geçiyor kırışık bir deniz sofrasından
 ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım
 durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için.
Onat KUTLAR
www.dunyalilar.org

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu