Sosyal medyada fazlasıyla eleştiri alan soyut bir halkımız var artık. Herkes birbirini gerçekleri görmezden gelme, umursamazlık ve cehaletle suçluyor. Peki ama bu kitleleri kimler oluşturuyor?
1- Sinik (cynic) kişilik
Bu kişilik türü tutkusuzluk, alaycılık ve aşağılama ile bağlantılı bir yaşam felsefesi sunar. Bu insanlara göre ortalama bir insanın devlet işlerini değiştirme gücü olamaz.Toplumsal meselelerde aktif rol oynamanın işe yaramayacağını düşünürler. Dünya, gücü eline geçirmiş birkaç kişi tarafından yönetiliyordur ve seçimlerin mantığı yoktur. Hayatlarının dış güçler tarafından yönetildiğine inanan insanlardır. Yapılan bir araştırmada, 1966 yılında üniversitelilerin %60’ı siyasi olaylarla ilgilenirken bugün bu oran %10’lar seviyesindedir. Kısaca özgürlüğün anlamını bilen ama vatandaş olmayı bilmeyen tiplerdir.
2- Narsistik kişilik
Dediği dediklik, ikili ilişkilerde sürekli üstün olma arayışı, aşırı rekabetçilik, kendini teşhir etme takıntısı, şöhret arayışı ve diğer insanları kendi amaçları doğrultusunda kullanma isteği öne çıkan narsistik özelliklerdir. Sahteliğe batmış bir ülkede nasıl olmasın ki… İpotekli evler ve rehinli araçlarla ortada dolaşan sahte zenginler, estetik müdahalelerle poz veren sahte güzeller, performans arttırıcı ilaçlarla başarılı olan sahte sporcular, reality şovlarla parlayan sahte ünlüler, 1.4 trilyon TL kredi borcu olan sahte bir ekonomi ve daha birçok sahtelik. Bu sahte dünyada kendini beğenmeyip de neyi beğeneceksin. Survivor en doğru seçim!
3- Sheilaizm
Kendi adıyla (Sheila Larson) bir din yaratan kadından esinlenerek ortaya çıkarılan bir olgudur Sheilaizm. Kendi fantazileri içinde kendi dinini yaratan insan sayısı her geçen gün artıyor. Dinlere değil ama kendi yarattıkları dinlere yani kendilerine inanan insanlardır. Kendi inançları doğrultusunda buraya kadar geldiklerine, kimsenin kendilerini (kendi dinlerini) yargılayamayacağını ve herkesin kendilerini (kendi dinlerini) kabul etmesi gerektiğine inanırlar. İzledikleri Survivor’daki kişileri de kendi dinlerini yaratan insanlar olarak görür ve kendilerini bulurlar. Kısacası bu arkadaşlar “Ben özelim” diyen tayfadır.
4- Şöhrete tapınma sendromu
Leicester Üniversitesi psikologlarının buldukları bu sendrom bir çeşit akli dengesizlik olarak kabul edilir. Bu sendroma göre birçok insanın şöhret tapınması eğlence düzeyinde kalmaz, şöhrete tapınmakla ilgili tavır ve davranışa döner. Diğer bir deyişle şöhrete tapınma çocukca bir şey değil teşhis edilebilen bir akli dengesizlik haline gelir. Avril Lavinge genç pop yıldızı olarak şöhret olduğu günlerde okul müdürü şöyle demişti: “Müthiş hayalleri olan öğrenciler için çok güzel bir örnek.” Oysa Avril liseden ayrılan bir öğrenciydi ve söylenmesi gereken, “Böyle saçmalık olur mu; liseyi bile bitirmeyen bir genç nasıl vatandaş olur” olmalıydı. Artık genç insanlar bir gün ben de ünlü olabilirim hayaliyle yaşıyorlar. Şöhrete tapınma bilinçdışında kodlanan evrensel bir fantazi haline gelmiş durumda.
5- Antisosyal kişilik bozukluğu
Sosyal koşullara uymakta zorluk çeken kişilerdir. “Aptalın tekisin!” ifadesinde olduğu gibi düşünsel ve dilbilimsel gelişmişlik ve inceliğin dip sınırlarında dolaşan bir iletişim anlayışları vardır. Bu kabalığın büyük kısmını internetin anonimliğinin tahrik ettiği açıktır. “Benim görüşüm önemlidir” varsayımına inanırlarken aynı zamanda başkalarının görüşlerinin yanlış ve alakasız olduğu yönünde de inatçı bir ısrarları vardır. Kullandıkları dil de son derece antisosyaldır. Sosyal medyadaki siber magandaların çoğunu bu türler oluşturur. Bu tür insanların %93’ünün kişisel ahlakından mutlu olduğunu ifade ettikleri de bilimsel bir gerçektir.
6- Fiziksel kibir
“Vücudumu sergilemeyi seviyorum” diyen insanın ruh halidir. Pahalı ve dikkat çekici kıyafetleri giymeye eğilimli insanlardır. Kadınlarda daha çok makyaj ve dekolte olarak ortaya çıkar. Dış görünüşlerini, başkalarından statü ve ilgi görmenin yolu olarak görürler. Ekranda kendilerini izlemeyi, aynada kendilerine bakmayı severler. Güneşi D vitamini kaynağı olarak değil bronzlaşma aracı olarak algılarlar. Kafaları Paris Hilton ile aynı çalışır: “Benim kahramanım Barbie; hiçbir şey yapmıyor olabilir ama her zaman harika görünüyor.”
Irrasyonel