Rusya’nın Sibirya bölgesinde kalan Tunguşka yerleşiminde, 30 Haziran 1908’de yerel saatle sabah saat 07.15’te çok büyük bir patlama gerçekleşmiştir. Çevre sakinleri kıpkırmızı bir alev topu gördüklerini ve büyük bir gürültü koptuğunu ifade etmişlerdir.
Olay yerinde araştırma yapan bilim insanları çok ilginç saptamalarda bulunmuşlar, bu kırmızı alev topu olduğu söylenen cismin geçtiği yerin altında kalan ormanların tamamı yok olmuştur. Tunguşka patlaması, 1945’te Amerikan ordusunun Japonya’nın Nagazaki kentine attıkları atom bombasından yüzlerce kat daha etkili olmuştur.Olayın ardından aylar sonrasına kadar gökyüzünde parlak nesneler oluşmuş, hatta bu nesneler kilometrelerce uzaklıktaki Avrupa kıtasında bile görülmüştür. Uzun süre Sibirya ve Avrupa’da geceler öncesine oranla daha aydınlık olmuş, hava karanlıkta kitap okunabilecek kadar aydınlanmıştır.
1927’de Sovyet Bilim Akademisi’nde yer aldığı keşfedilen yukarıdaki fotoğraf Tunguşka patlamasının ardından oluşan orman yıkımını göstermektedir.
2009’da ABD’nin Cornell Üniversitesi’nden Kelley ve Seyler’in yaptığı çalışma patlamaya neyin yol açtığını ortaya çıkardı. Patlamanın hemen ertesi gününden itibaren gökyüzünde gece ışıldayan bulutlar görülmüştü, bu da yüksek atmosfere su aktarıldığına işaretti.
Kuyrukluyıldızlar su bakımından oldukça zengin olduğu için Tunguska Olayı’na bir kuyrukluyıldızın neden olduğu sonucu çıkıyordu. Ekibin bu sonuca ulaşmasında etken olan şey ise bir uzay mekiğinin fırlatılışı oldu. Endeavour (STS-118) Uzay Mekiği fırlatıldıktan sonra yüksek enlemlerde gece ışıldayan bulutlar gözlendi.
Bir uzay mekiği fırlatıldığında yakıt olarak kullanılan hidrojenin yanması sonucunda tonlarca su açığa çıkar. Açığa çıkan su mezosferde yayılarak kutup bölgelerine ulaşır. Böylece gece ışıldayan bulutlar ortaya çıkar. Uzay Mekiği Dünya’dan uzaya çıkarken su bırakıyor, kuyrukluyıldız ise uzaydan gelirken. Her iki durumda da gece ışıldayan bulutların görülmesinin sebebi suyun mezosfere bırakılması.
