Tarih

Bir Türk Dostu: Pierre Loti

 

Dosya:Pierre Loti en académicien.jpgAsıl adı Louis Marie Julien Viaud olan Pierre Loti bir Fransız deniz subayı idi. Görevi gereği Uzakdoğu ve Ortadoğu’da bulundu. Bu yolculuklardan deneyimleri daha sonra kitaplarına kaynak oldu. Türkiye’ye de ilk kez 1876 yılında bir Fransız gemisi ile görevli bir subay olarak gelen Pierre Loti, İstanbul ve Türkleri yakından tanıma fırsatı buldu. Âşık olduğu bir Türk kadınını konu alan ve İstanbul ile Türk yaşamından kesitler içeren ilk romanı Aziyade 1879 yılında yayımlandı. Ardından 1886’da İzlanda Balıkçısı okurla buluştu. Eserleriyle edebiyatta önemli bir yer edinen Loti, 1892’de 41 yaşındayken Fransız Akademisine seçildi ve 1910 yılında  Légion d’Honneur nişanını aldı. Pek çok kez İstanbul’a gelen Loti, kendini her zaman bir Türk dostu olarak niteledi. Bu kadar mı?

Hayır!.. Loti’yi Fransız edebiyatının önemli ama biraz da oryantalist bir yazarı olarak niteleyen bu anlatım hem çok eksik hem de ona karşı yapılmış bir haksızlık olarak kalır bu haliyle.

O, Fransız edebiyatının güçlü bir ismi olmanın ötesinde 1913 yılında yazdığı “Can Çekişen Türkiye” kitabıyla Avrupa’nın emparyalist politikalarını yeren; Balkan Savaşı’nda Türklere yapılan haksızlıkları dile getiren; Fransa’nın Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlıya savaş ilanını, her türlü tehdit ve aşağılamaya rağmen cesurca eleştiren; istanbul’un ve izmir’in işgaline şiddetle karşı çıkan; ülkesi, Anadolu topraklarını işgal ederken buna karşı duran, yani gerçekleri haykıran onurlu bir aydındır.

Bu tavır çok önemlidir. Bu önemi anlamak için de dönemin koşullarını hatırlamak gerekir:

Mütareke sonrası Osmanlı topraklan parçalanmak üzere pazarlık masasındadır. Osmanlı ordusu dağıtılmıştır. İstanbul, İzmir ve Anadolu toprakları işgal edilmektedir. Öncesinde meclis basılır, milletvekilleri tutuklanır. Bu istilaya karşı çıkacak herkes tutuklanır. Muhalif basının sesi kesilir. Direnecek veya direnişe destek verecek insanlar İngilizler tarafından Malta’ya sürgün edilmektedir. İngilizlerle iş birliği içindeki Damat Ferit hükümeti, İngilizlere işgallere karşı çıkacakların ismini Malta’ya sürgün edilmeleri için gizlice vermektedir. Gerekçe “tehcir” sırasında kötü muamele için yargılamadır ama hiçbir zaman kanıtlar ortaya konamaz ve bir dava açılamaz sürgünler için… 145 kişi 1919-1920 yılları içinde Malta’ya götürülerek tutsak edilir. Ordu komutanları, eski bakanlar, milletvekilleri, askerler, üniversite hocaları, gazetecilerdir sürgün edilenler.

İlk sürgün, 6. Ordu Eski Komutanı Ali İhsan Sabis’tir. Hariciye Eski Nazın Ahmet Nesimi Bey, Dahiliye Eski Nazırı, Sofya Sefiri, Mebus Ali Fethi Okyar, istanbul Mebusu, gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın, Dahiliye Eski Nazırı İsmail Canbulat, Musul Eski Valisi Memduh Bey, 5. Ordu Eski Komutanı Mahmut Kamil Paşa, Eski Sadrazam Sait Halim Paşa, Ergani – Maden Mebusu, Dâr-ül fünûn hocası, yazar Ziya Gökalp, Bahriye Eski Nazırı, Sivas Mebusu Hüseyin Rauf Orbay. gazeteci Ahmet Emin Yalman sürgün edilen bazı isimlerdir.

Amaç ülkenin parçalanmasına karşı çıkacak, direnecek isimleri susturmak, Sevr Antlaşmasını uygulayarak Anadolu’yu paylaşmaktır, işte bu duruma Avrupa’da bir karşı ses çıkmaktadır, bir Fransız’ın sesi. O ses, Pierre Loti’nin sesidir. Yazıları Fransa’da sansür edilir ama o, Louis Barthou gibi siyaset ve devlet adamı dostlarını kullanarak işgalcileri eleştiren, onlara karşı çıkan ve yeren mektuplarını Fransa’da yayınlatmaktadır. Sevr Antlaşmasını kesinlikle reddetmektedir. Avrupa’da ölüm kalım savaşı veren Türklerin ve Ankara’nın bir sesi vardır. Üstelik çok etkilidir. Sansüre ve tehditlere karşı direnerek Türklerin karşılaştığı haksızlığı ve iftiraları dile getirir.

22 Aralık 1918 tarihindeki bir mektubunda şöyle anlatır bu durumu: “(…) Birkaç gün önce, elimi vicdanıma koyarak, fazlasıyla iftiraya maruz kalan Türkleri savunmak kararını aldım; sonuç itibariyle, bugün tam tahmin ettiğim gibi, Türklerin düşmanları tarafından her yerde hakarete uğruyorum, tüm Ermenistan’ı başıma bela aldım. Ne var ki hiç beklemediğim şey ülkemin ki ona her zaman layık olduğumu zannediyorum savunmamın yayınlanmasını yasaklayarak, bana çok sert bir darbe indirmesi oldu…”

Mart 1919 tarihli bir mektubunda ise İngiltere’yi kastederek şöyle yazar: “(..)Fransa’nın, Doğu sorununu bu şekilde nihayete erdiren imzayı atmaya iten adaletsizlik ve körlükle en hain düşmanının oyununa gelmesi tüm huzurumu ve uykularımı kaçırıyor.”

Pierre Loti işgale ve Sevr’e karşı mücadelesini, her türlü tehdit, aşağılama ve sansüre karşılık pek çok mektup, yazı ve makaleyle sürdürür. Bu mücadele içinde sağlığını da kaybeder. Bu etkili ses, Ankara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından takdir ve minnetle karşılanır.

 

Pierre Loti, Türkiye’nin bağımsızlığını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu göremeden hayatını kaybeder.

Bu Legion d’Honneur nişanı sahibi yazarın eserleri, son 30 yılda Fransa’da hemen hemen hiç basılmadığı gibi Fransızlar bugün her nedense onunla ilgili pek konuşmak istemezler. Öte yandan onun adı, bugün Eyüp sırtlannda, bu yüzlerce yıllık Türk semtinde hâlâ anılmaktadır. Ve belki de onun ruhu, ardında onurlu bir aydının, bir “Türk” aydınının, hayatını bırakmanın huzuruyla Eyüp’te dolaşmaktadır.

Kaynaklar:

Edmondo De Amicis, İstanbul, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1981.K. Andı, M Samrakçı, İstanbul’un 100 Yazarı, İst Büyükşehir Bel. Kültür A.Ş.,2009 Bilal Şimşir, Malta Sürgünleri, Bilgi Yayınevi, Eylül 2009 Murat Belge, İstanbul Gezi Rehberi, Tarih Vakfı Yurt Yayınlan, 1995.  Pierre Loti, Türkiye için Mektuplar, T.C. Kültür Bakanlığı 2000

www.dunyalilar.org

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu