Devlet yüzlerce annenin çocuklarını aldı ve bir daha asla geri vermedi, kemiklerini bile…
“Oğlumun kemiklerini bulursam, koynumda taşıyacam. Çünkü onun kokusunu çok özledim” Fatma Morsümbül
Şuana kadar 442. kez Beyoğlu’nda bir araya geldiler ve devletten, yavrularını ölü ya da diri geri istediler.
Onlar, Başbakanın “o kadınlar her hafta oraya neden gidiyorlar bilmiyorum” dediği annelerimiz, Cumartesi Anneleri…
Sabahattin Ali’den, Uğur Mumcu’ya, Süleyman Cihan’dan, Cemil Kırbayır’a bu ülkenin evlatlarının anneleri.
Kendi siyasi düşüncelerine göre değişim istediler, daha adil ve vicdanlı bir dünyada yaşamak istediklerini haykırdılar, aralarında 17-19 yaşlarında gencecik fidanlar vardı, kimileri abileri ya da babaları bulunamayınca göz altına alındılar ve bir daha onlara asla ulaşılamadı. İşkencede öldürülüp apartman balkonlarından atılanlar oldu, düşme süsü verilerek…
Cumartesi annelerinin acılarını anlamak bir insanlık meselesidir.
Yeryüzünün bu en onurlu ve kutsal mücadelesine destek olmak, tıpkı onlar gibi hiç bıkmadan, usanmadan adalet çağrısını yenilemek, devleti korumak adına işlenen cinayetleri her hafta teşhir etmek, katillerin dün olduğu gibi bugün de iş başında olduklarını bildiğimizi göstermek, devlet adına, devletler adına insanlık suçu işlendiğini tekrar tekrar yenilemek için her Cumartesi saat 12:00’de Beyoğlu Galatasaray Lisesi’nin önünde gidip onlarla birlikte oturalım.
Ellerinde poşetlerle çocuklarının hiç değilse kemiklerini bekleyen bu annelerin neler hissettiklerini anlamak zorundayız, başka anneler acı çekmesin diye…