Propaganda çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacını taşıyan önceden planlanmış bir mesajlar bütünüdür. Propaganda tarafsız bilgi sağlama yerine, en temelde kendi kitlesini etkileyecek bilgiyi sunar. İşte buna dünya tarihinden bazı örnekler…
1. Sene 1914. 1.Dünya Savaşı yeni patlak vermiş. İngiliz hükümeti tutuşmuş, gençleri milliyetçi damarlarına bastıra bastıra vatani göreve çağırıyor. Dönemin Savaş Bakanı, afili bıyıklı Lord Kitchener, Britanyalıları istiyor zira memleketin onlara ihtiyacı var. Ha bu arada tabii ki “Tanrı Kralı Korusun”. Çizen Alfred Leete.
2. Sene 1917. Tıpkısının aynısı. 1.Dünya Savaşının ilerleyen yıllarında, savaşa asker yetiştiremeyen meşhur Sam Amca “Seni istiyorum” der Amerikan gençlerine. Böylelikle mini mini garibanlar dünyanın diğer ucundaki savaşa, adını bile duymadıkları ülkelere kolayca paketlenebileceklerdir. Sam Amca az daha tontiş olabilirmiş o ayrı konu. Çizen James Montgomery Flagg.
3. Sene 1918. Propaganda denilince Sovyetleri es geçmek olmaz. Yine benzer bir parmak bize “Orduya katıldın mı?” diye soruyor. Demek ki keramet parmakta. Çizen Dmitry Moor
.
Komünizmin tanımı itibariyle Sovyetler Birliğinde, topluma alışılagelmişin tamamen dışında bir yaşam tarzı benimsetilmeye çalışıldığı için propaganda ayrı bir önem kazanmış. Savaş ve politika dışında da hemen her alanda afişlere rastlamak mümkün. Aşağıdaki “Höt, dedikodu yapma” posteri desem inanır mısınız?
4. Sene 1939. Kelimenin tam anlamıyla gaz alma afişi. İngiliz halkı bangır bangır yaklaşan 2.Dünya Savaşından ürkmesin, sükunetini korusun diye yapılmış. Posterdeki kraliyet tacına dikkat, kafanıza bombalar yağacak ama elbette ki “Tanrı Kralı Korusun”. İşin enteresan tarafı bundan 2.500.000 adet basılıp, sonra nedendir bilinmez umuma dağıtmaktan vazgeçiliyor. Çizen meçhul, çizdiren İngiltere Bilgi Bakanlığı.
Son yıllarda bu afiş sosyal medyada tekrar moda oldu, türlü türlü geyik versiyonları çıktı ortaya, çizenin kemiklerinin sızlıyor olması muhtemel. Gelinen son nokta:
5. Sene 1943. Westinghouse Electric şirketi tarafından çalışanların moralini yerine getirmek için tasarlanmış “gücümüz her şeye yeter” posteri. Amerikan erkekleri cephede savaşta olabilir ama arkada kalan cefakar kadınlar, nam-ı diğer “Rosie the Riveter”lar da bu işi kıvırır, endişeye mahal yok diyor kabaca. 1940’lardaki amaç o olmasa da afiş, 1980’lerde feminizm savunucuları tarafından kadın çalışma gücünü yüceltme amacıyla bol bol kullanıldı. Çizen J. Howard Miller.
6. Sene 1946. Pin-up kızları furyası. Dönemin güzel kadınlarının resimlerinden milyonlarca basılıp satılıyor. Özellikle savaş dönemlerinde orduda dağıtılıyor. Moral motivasyon önemli tabii. Amerikan kültürünün vazgeçilmezlerinden. E Amerikan kültürü deyip de tüketim demeyince dövüyorlar adamı. Bugün bize buzz gibi kolasını satarken Ramazan’da aile saadeti motifini kullanan Coca-Cola, o dönemde pin-up kızları üzerinden satış yapıyordu. Nabza göre şerbet. Neyse ne, biz her türlü seviyoruz tüketim çılgınlığını!!!! Grafiker Haddon Sundblom.
7. Sene 2008. ABD’nin 0 kilometre Başkan adayı Obama’nın yaratıcı seçim kampanyasının en akılda kalan tarafı. Üç farklı versiyonu var bu afişin; “değişim”, “ilerleme” ve soldaki “umut”. Obama Başkan seçildi, yetmedi bir daha seçildi. Kendisi memleketin ilk siyahi Başkanıdır, ki bu başlı başına değişim göstergesidir. Ama bunun dışında bu çiçekli böcekli vaatler yerine geldi mi orası muallak. Çizen Shephard Fairey.
Kaynaklar:
zipisleri.blogspot.com.tr/
Wikipedia
“Çağa Katılma Mücadelesi – Doğan Kuban” başlıklı yazımız ilginizi çekebilir…
Yayınladığımız son içeriklere göz atmak isterseniz…
- Sağlık Sistemi Nasıl Çökertildi
- Bir ABD vekili olarak israil
- Fethullah Gülen ve “Güldürenler”
- Üniversitelere Eleştirel Bir Bakış
- Türkiye İmam Hatip Cumhuriyeti (TİHC)
Dünyalılar