Tarih

Efsane Romalı: Tiberius Gracchus

Spartaküs adını hepimiz biliriz, ya Tiberius…

Tiberius Gracchus (Romalı asker, Politikacı. M.Ö. 163-132) 30 yıllık kısacık ömründe, politik arenada ve insanlık tarihinde derin izler bırakacak bu zat-ı muhterem plep sınıfı (alt sınıf) mensubuydu.

Tiberius henüz çok genç bir yaşta 17 yaşındayken Kartaca Seferi’nde görev aldı. Kartaca’nın yakılıp yıkılmasında başrolü oynayanlardan biri oldu. Ulubatlı Hasan misali Kartaca Surlarına ilk onun birliği tırmandı ve şehrin ele geçirilmesini sağladı. Gösterdiği askeri başarı Roma’da Senato’nun dikkatini çekti. M.Ö. 137’de Konsül Mancinus’un yanında Hispania (İspanya) seferine katıldı. Savaş esnasında birlikleri yerliler tarafından kıstırılıp tuzağa düşürüldü. Tiberius, yerlilerle bir anlaşma yaparak on binlerce Roma askerinin hayatını kurtardı. Roma’ya döndüğünde 26 yaşında bir adam olmasına rağmen ilah gibi karşılandı.

Propaganda ve hitabet konusunda oldukça yetenekli olan Tiberius Gracchus aynı zamanda oldukça idealist bir kişilikti. Kısa sürede Roma’da ikon haline geldi. M.Ö. 133’te Tribunus (Halk Temsilcisi) seçildi.

Tiberius alt sınıf aileden geliyordu. Bir Spartaküs olmasa da, bir kölenin çocuğunun yine bir köle olarak doğduğunu, ezilenlerin neden ve nasıl ezildiğini iyi biliyordu.
Tiberius reform yapmak istiyordu. Roma’nın ezici çoğunluğunu oluşturan topraksız köylülere toprak dağıtmak istiyordu. O sıralarda ölen Bergama Kralı Attalos’un krallığını Roma’ya bağışlamıştı. Tiberius cesur bir hamlede bulunup Bergama Krallığı topraklarının topraksız köylülere, servetin ve hazinelerin ise yoksullara dağıtılmasını istedi. Üstelik toprak yasasını veto eden, soyluların sözcüsü Octavius’un görevden alınmasını sağladı.

Bu daha önce Roma’da örneği olmayan bir durumdu!

Tiberius’un bu çıkışları soyluları ve zenginleri dehşete düşürdü. Yoksullara toprak dağıtılmasıyla ilgili yasa tasarısını Senato’nun onayına başvurmadan halka sunması tepkilere yol açtı. Bu, ayak takımının politik olarak organize olması demek, devrim demek, Roma Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir meydan okuma demek, savaş demek, Roma’nın sonu demekti!

Çünkü sokaklar toprak talep eden köylüler ve gelir dağılımı adaleti isteyen yoksullardan geçilemiyordu. Roma burjuvazisi karşı atakta gecikmedi. Süreci yavaşlatıp sulandırdı. Tiberius’un görev süresinin dolmasını sağladı. Tekrar seçilmek için başvurduğunda, kral olmak isteyen, tiranlık peşinde koşan bir diktatör heveslisi olmakla suçlandı.
Bu Antik Roma’da bir politikacının yapabileceği son şeydi. Roma Cumhuriyet’le kurulmuştu. Roma’da Kral olmayan isteyen en büyük suçu işlerdi! (Julius Ceasar’a kadar.)

M.Ö. 132’de Tribunusluk seçimlerinde Senato’nun girişinde tüm yandaşlarının ve düşmanlarının önünde Senato üyesi soylular ve diğer Tribunuslarca linç edilerek öldürüldü. Cesedi Roma yakınlarındaki (bugünkü Tiber Nehri) bir nehre atıldı.
Ancak Tiberius’u öldürmek bu kaosu çözmedi. Soylular bütün yandaşlarını öldürse de kaos, Ceasar’ın iç savaşı kazanarak imparatorluk dönemini başlatmasına dek, yaklaşık bir yüzyıl sürdü.

O güne dek insanlık tarihinde yoksulların ve ayak takımının bu denli bir politik güç olabileceği kimsenin aklına gelmemişti. Tiberius Gracchus, politik hayata sokak eylemlerini sokarak ve alt sınıfın desteğini alarak yönetimi ele geçirme modelinin de ilk uygulayıcısı oldu.

(Spartaküs ve Gladyatör filmlerinde kurgusal Gracchus karakterleri de vardır. Ayrıca Fransız Devrimcilerinden François Nobel Babeuf’un lakabıdır.)

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu