9 Ağustos 1945’te ABD yapımı Bockscar B-29 bomba uçağı Japonya’nın Nagazaki kenti üzerinde bulutların arasından süzülerek beraberinde taşıdığı 22 kiloton TNT gücüne eşit 8 kg plütonyum-239 bilinen adıyla “Fat Man” adlı bombayı bıraktı. Ardından ortaya çıkan gözleri kör edecek düzeyde yüksek beyaz ışık, 3 gün önce Hiroşima’ya atılan bombada ciddi bir biçimde yaralanan Tsutomu Yamaguchi için pek de yabancı değildi. Üzerinden 70 yıl geçtikten sonra, bu iki atom bombası saldırısından sağ olarak kurtulmayı başaran ve 93 yaşına kadar yaşayan bu adamın anlatılarıyla yaşanan dehşeti bir kez daha anlayalım…
Yamaguchi 16 Mart 1916 tarihinde Nagasaki şehrinde doğdu. Okul hayatı bitince, Nagasaki Mitsubishi Tersanesi’ne girdi ve firmanın donanım tasarım bölümünde tasarımcı olarak çalıştı. Mayıs 1945’te iş gereği Hiroşima’daki tersaneye gitmesi gerekti ve 3 ay kadar burada çalıştı. Hiroshima’ya atom bombası düştüğü sırada Tsutomu Yamaguchi aslında tam da taşınma, Nagzaki’de onu bekleyen karısına ve yeni doğmuş bebeğine ulaşma telaşında idi.
Sabah saat 08.15 sırasında, tersanede son kontrolleri yaparken bir anda gökyüzünde bir uçağın uğultusunu duydu. Ardından uçaktan paraşütle atılan küçük bir nesne gördü. Hemen ardından gökyüzünde beyaz bir ışık patlaması oldu ve bomba yere düşmeden Yamaguchi kendini bir hendeğe attı. Patlamanın ardından gelen sok dalgaları onu bulunduğu noktadan havaya civarda bulunan bir patates tarlasına fırlattı.
The Times gazetesi ile yaptığı röportajda kendisi yaşadıklarını şu sözler ile dile getirecekti:” Tam olarak neler yaşandığını bilmiyorum. Sanırım bir süre baygın kalmışım. Gözlerimi açtığımda her yer karanlıktı, fazla bir şey göremiyordum. Sanki bir filmin başlangıcını seyreder gibiydim. Sesler yok, kayan giden görüntüler var.”
Patlamadan dolayı kolları ve yüzü kötü bir biçimde yanmıştı ve iki kulak zarıda hasar görmüştü. Yamaguchi kendini toplamaya çalışarak bir zamanlar çalıştığı tersaneden geriye kalanlara doğru yürüdü. Orada sağ olarak kurtulmayı başaran Akira Iwanaga ve Kuniyoshi Sato’yu buldu. Geceyi olası başka bir saldırıya karşı üçü bir barınakta geçirdiler. 7 Ağustos sabahı, bir şekilde halen çalışmaya devam eden trenle Nagazaki’ye doğru yola çıktılar. Yolda gördükleri manzara korkunçtu. Erimiş yollar, halen yanan evler ve eğrilip bükülmüş köprüler ve tren istasyonlarında bekleyen ve yaşanan dehşetten uzaklaşmaya çalışan yarı yanmış bedenler…
Yamaguchi ailesinin yanına ulaşmaya çalışırken, tüm dünyanın gözleri Hiroshima’ya çevrilmişti. Japonya’ya atılan atom bombası bütün dünyada “şok” etkisine neden olmuştu. Dünyanın ilk kez şahitlik ettiği saldırı türü, ABD’nin ünlü gazetesi New York Times’da “Yeni bir çağ başladı” şeklinde haber yapılmıştı. New York Times’a göre Truman saldırıdan sonra yaptığı ilk açıklamada, “düşmanı felaket yağdırmakla” tehdit etmiş, bu bir son değil diyerek te uyarmıştı.
Yamaguchi 8 Ağustos sabahı Nagazaki’ye ulaştı ve bir hastanede tedavi görmeye başladı. Vücudundaki yanıklar oldukça ciddiydi. Ailesi onu gördüğünde tanıyamamıştı bile. Ancak hastaneler dolup taşmaktaydı Hiroshima’dan gelenlerle, bu nedenle kendisine gerekli tedavi uygulandıktan sonra, 9 Ağustos sabahında taburcu edilip evine yollandı.
Ancak kendisi eve gitmek yerine, bandajlar içinde çalıştığı tersaneye gitmeye karar verdi. Sabah saat 11 civarında tersanedeki amirine Hiroshima’da yaşananlar hakkında rapor verdi. Tam da bu esnada kulakları sağır eden patlama ve beyaz bir ışık etrafa yayıldı. Yamaguchi şok dalgası etrafı kasıp kavurmadan kendini yere attı.
Nagazaki’ye atılan atom bombası aslında Hiroshima’ya atılandan daha güçlü idi. Ancak Yamaguchi’nın patlama anında içinde bulunduğu ofis şans eseri korunaklı bir bölgede idi, bu nedenle patlama şiddetinden yıkılmadı. Yamaguchi 3 gün ara ile ikinci defa nükleer patlamaya 2 milden daha yakın bir mesafede bulunuyordu. Ve bu şanssızlığına rağmen ikinci defa hayatta kalıyordu.
Yamaguchi şoku atlattıktan sonra binadan çıkıp ailesini bulmak için evine gitti. Evinin bir kısmının çöktüğünü gördüğünde dehşete kapıldı. Ailesini kaybetmiş olabilirdi. Ancak az sonra karısı ve çocuğunu ufak yaralarla patlamadan kurtulmuş olarak buldu. İşin ilginç tarafı onların yaşamasının nedeni aslında Hiroshima’ya atılan bomba idi. Çünkü Nagazaki’ye bomba atılmadan az önce karısı yanık ilacı almak için bebeğiyle birlikte evden çıkmıştı ve patlama anında bir tünelde bulunuyordu. Eğer Yamaguchi Hiroshima’da yaralanmasaydı, şimdi ikisi de ölmüş olacaklardı.
Sonuçta Yamaguchi art arda iki kere yoğun bir biçimde radyasyona maruz kalmıştı. Bunun sonucu olarak saçları döküldü, vücudunda ciddi yaralar oluştu. 15 Ağustos tarihine kadar ailesi ile birlikte, bir sığınakta kaldıktan sonra ülkesinin teslim olduğunu radyoda dinleyince tedavi olmak için buradan çıktı.
Zamanla kendini toparladı, normal hayatına geri döndü. Savaş bittikten sonra Nagasaki Mitsubishi Tersanesi’nde ayrıldı ve Nagasaki’de konuşlandırılan ABD Deniz Piyade Kolordusu 5. Taburu için bir tercüman olarak çalıştı. Daha sonra 7 yıl İngilizce öğretmenliğini yaptıktan sonra tekrar Nagasaki Mitsubishi Tersanesi’ne döndü ve tanker tasarımcısı olarak çalıştı. 1950’de iki çocuğu daha oldu. Yaşadığı korku ve acı dolu günleri şiirler yazarak atlatmaya çalıştı Yamaguchi. Uzun süre yaşadıkları hakkında konuşmayı ret etti. 2006 yılında Yamaguchi, nükleer silahsızlanma hakkında Amerika’da bir konuşma yaptı.
3 gün ara ile atılan iki bombadan aslında 165 kişi kurtulmuştu. Üstelik bunların arasında Yamaguchi’nin Hiroshima’dan beraber kaçtığı Akira Iwanaga ve Kuniyoshi Sato’da vardı. Ancak Yamaguchi Japon hükümeti tarafından resmi olarak tanınan tek kişi oldu.
Yamaguchi 2006 yılında mide kanseri olduğunu öğrendi ve 2009 yılının Mart ayında bunu açıkladı. 22 Aralık 2009 tarihinde atom bombası hakkında bir film çekmeyi planlayan James Cameron tarafından ziyaret edildi ve kendisine “görevim hemen hemen bitti. Geri kalanları size emanet ediyorum.” diye konuştu. 4 Ocak 2010 tarihinde 93 yaşında öldü.
Sibel Çağlar
Kaynak: http://www.history.com/news/the-man-who-survived-two-atomic-bombs
https://tr.wikipedia.org/wiki/Tsutomu_Yamaguchi