Tarih

Küçükçekmece Gölünün İnsanları

1.8 milyon yılda oluşmuş Yarımburgaz Mağaraları, 400 bin yıl önce insan türüne ev sahipliği yapmaya başlamış.

yarımburgaz_mağaralar_670
Yarımburgaz Mağarası
Fotograf: Deniz Kartal

Roma döneminde ilk Hristiyanlar için saklanma ve ibadet yeri. Şahin ve atmacalar, mağaraların hemen üstündeki kayaları avlanmak için gözetleme kuleleri gibi kullanmışlar, şimdi etrafta şahin ya da atmaca yok tabii. Mağaraların duvarlarına homo sapiens öncesi insanlar avlanma tekniklerini ve korkularını ifade eden resimler çizmişler,  şimdi o resimlerin üzeri kazınıp yerine aşk cümleleri  yazılmış. “Seni seviyorum Jale”

Osmanlı’nın, son dönemlerinde özellikle Almanya’yla yaptığı demiryolu hattı inşaatı anlaşması gereği yapılan yol, Küçükçekmece Gölü yakınlarından geçiyor. Şuan aktif olmayan hat kim bilir ne hayalleri taşımış ya da yok etmiştir…

Ercüment Gürçay, Halkalı – Edirne hattında çalışan kara trenin Altınşehir İstasyonunun hizmete alındığı günü hatırlıyor, gelin önce onu bir dinleyelim. “1950’lerde kurulan demiryolu hattı yaklaşık dört seneden beri artık kullanılmıyor. 2015’de yeniden açılacağı söyleniyor. 1968’de Halkalı-Edirne hattında çalışmaya başlayan tarifeli seferler bölge için çok önemliydi. Altınşehir tren istasyonunun açılışını hatırlarım. Buharlı kara tren ve arkasında iki kara vagonla köye gelmişlerdi. Lokomotifin önünde bir çelenk ve kurban edilen bir koyun. Ne suçu varsa! Günde bir gidiş ve bir de dönüş olmak üzere Trakyalı köylüleri ve çiftçileri İstanbul’a taşırdı. Sonra nedense bu hat geri bıraktırıldı ve dört yıl önce de tamamen kaldırıldı…” halkalı_altınşehir

Fotograf: 1963 Halkalı Altınşehir – Şahintepesi – Yarımburgaz tarafları

Küçükçekmece Gölü’nü tepeden gören Altınşehir ve Şahintepesi gibi köylerde 1950, hatta 1960’lara kadar 3-5 ev bulunuyordu, yakınlarda açılan kireç taşı ocağından çıkarılan taşlar Zeytinburnu Kireç Fabrikasına götürülüp işleniyormuş, bu ocak Sazlıdere’nin hemen yanında. 17 m derinliğe kadar ulaşan Sazlıdere, Küçükçekmece Gölünü besleyen önemli bir su kaynağı, elbette bir barajla önü kesilene kadar. Hem barajın yapılması ve hem de giderek kalabalıklaşan bölgede atık suların ve çeşitli sanayi tesislerinin kirli kalıntılarının dereye boşaltılması sonucu deredeki yaşam giderek ölmeye başlıyor.

Ailesi 1950’li yıllardan itibaren bölgede yaşayan Ercüment Gürçay’ın bu konuda söyledikleri de tarihi bir vesika gibi.

“Altınşehir bugün inşaat katliamının tehdidi altında. Geriye kalan bir avuç yeşil doğa parçası da ranta kurban edilmek isteniyor. Bir zamanlar binlerce canlıya ev sahipliği yapan Sazlıdere Sulak Alanı bugün sadece kurbağalar ve bir kaç canlıyı daha barındıran, giderek tükenen bir yaşam alanına dönüştü…Sadece burada yaşayan Apollon Kelebekleri, Beyaz Dişli Tarla Faresi vs. hepsi çoktan tükendiler. Sazlıkların üzerinde her bahar yeniden kurulan leylek yuvaları da artık yok. Göçmen kuş sürüleri de daha az sayıda gelip burada konaklamaya ve güneye doğru yollarına devam etmeye çalışıyorlar. Su yılanları, su kaplumbağaları, Turna ve Kızılkanat balıkları da artık dereye giremiyorlar. Karabataklar da sayıca azaldı. Mağaraların dış duvarlarına yuvalarını kuran ve diğer canlılarla beslenen atmaca ve şahin yuvaları da uzun süredir boş.”

Küçükçekmece Gölü - Tam karşıda sağda Şahintepesi Köyü ve Kireç taşı taş ocağı Fotograf: Deniz Kartal 16 Kasım 2014
Küçükçekmece Gölü – Tam karşıda sağda Şahintepesi Köyü ve Kireç taşı taş ocağı Fotograf: Deniz Kartal 16 Kasım 2014

Küçükçekmece Gölü’nün Batısında genellikle şer projeleriyle anılan Toki bu kez hayırlı bir işe vesile olmuş. Ercüment’e tekrar kulak verelim.

“2009 yılında başlayan kazılarla Küçükçekmece Gölü’nün tarihsel önemde bir başka yüzü daha açığa çıkarıldı. Tarımın başladığı Neolitik çağlardan kalma tabakaların en üstünde kayıp bir liman kenti, Bathonea açığa çıkarıldı. Hitit izlerini de bulabileceğimiz bu antik kent MS 324-327 yıllarında inşa edilmiş. Dünyanın en eski 3. fenerinin kalıntıları da burada bulundu. Bathonea’nın kelime anlamı “Yüzen Ordu”. Yani donanma. Çok önemli bir liman kenti olduğu biliniyor.

BathoneaTOKİ buraya inşaat yapmak isterken ortaya çıktı! MS 557’deki depremde yerle bir olmuş.

Bilinen en eski antik liman kenti olduğu biliniyor. İmparator Byzas zamanında yapılan ve Roma’ya kadar giden ünlü Roma yolu da buradan geçiyor. 2013 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkan eserler bütün dünya tarihçilerinin dikkatlerini de buraya çekti. Uzun hikayesi var ama kıssadan hisse “Kanal İstanbul hem Bathonea’yı ve hem de Yarımburgaz mağaralarını tehdit ediyor. Oysaki bu iki eşsiz arkeolojik eser bir arada değerlendirilip bu bölge arkeolojik sit alanı ilan edilebilir…

Dünyanın bilinen en eski yerleşim yerlerinden biri olan Yarımburgaz Mağaraları ve Bathonea definecilerin, kaçak kazı yapanların, mantar üreticilerinin, filmcilerin, tinercilerin ve Altınşehir yerleşiminin yapılaşma tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Bugün de yapılması planlanan Kanal İstanbul bu insanlık kültür mirası için yeni bir tehdit oluşturuyor.”

Deniz Kartal (kartaldeniz@yahoo.com)

Yazının tamamına yakınını kendi hikayesinden de yola çıkarak kaleme alan Ercüment Gürçay’a hem Küçükçekmece, Türkiye ve hem de dünya adına teşekkürü borç biliriz. Küçükçekmece Gölü ve etrafının çok daha iyi insanlara ihtiyacı olduğu ortada…

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu