Özellikle 18 ve 19. Yüzyıllarda Osmanlı mimarisinde öne çıkan Kayseri kökenli bir Ermeni ailesi Balyanlar. Osmanlı Mimarlık geleneğinden yetişmişler ve ailenin son dönem temsilcileri, Avrupa’da mimarlık okullarında eğitim görmüşler.
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi olan Selman Can’a göre bu aile, bahsi geçen mimari eserlerde Mimar olarak değil Müteahhit olarak görev yaptı. Mimarlar ise daha çok İtalyan, İngiliz, Türk ve elbette başka Ermeni’lerdi.
Osmanlı’da kurulan ilk resmi inşaat şirketinin “Şirket-i Nafia-i Osmani” adıyla Balyanlar’a ait olması ve 19. yüzyılda Osmanlı’da yapıtların açık eksiltme usulüyle inşaat şirketlerine veriliyor olması güçlü bir sermayesi olan Balyan ailesinin bu işleri almış olduğu sonucunu doğurmuş olabilir, bu durum Selman Can’ın haklı olduğu anlamına gelebilir ancak her koşulda Balyan ailesi bahsi geçen eserlerin yapımında aktif rol oynamışlar ve Osmanlı’nın son dönem mimarisine şüphesiz damga vurmuşlardır.
Bu öyle bir damga ki bugün bile, İstanbul demek (Ayasofya, Koca Sinan’ın yaptığı eserler, diğer büyük Osmanlı camileri, Yedikule zindanları, surlar ve hisarlar dışında) aşağıdaki fotoğraf galeride göreceğiniz eserler demek.
Bu ailenin varlığından, yaşadığım şehri yakından tanımak ve onunla olan bağlarımı güçlendirmek adına yaptığım ve zamanla arkadaşlarımı da dahil ettiğim İstanbul gezileri sırasında haberdar oldum ve araştırdıkça birçok eserin yapımında adlarının geçtiğini gördüm. Doğrusu, hayatta olan ve ailenin devamı olan birileri varsa onlara ulaşmak ve bu güzel eserlerin yapımında emekleri olduğu için teşekkür etmek istedim ancak yaptığım araştırmalar sonucunda ailenin Fransa’ya göç ettiğini, 1958 yıllarında Kuruçeşme Adasının Galatasaray Spor Klübü yöneticileri tarafından Sarkis Balyan’ın mirasçılarından satın alındığını ve artık Türkiye’de aileden hiç kimsenin kalmadığını öğrendim.
Deniz KARTAL
www.dunyalilar.org