Orta Amerika bölgesini İspanyol kolonisi yapan komutan Hernan Cortez’in subaylarından Bernal Diaz del Castillo, Aztek imparatoru Montezuma ile aynı sofradaydı. Masada çeşit çeşit meyveler, Castillo’nun görmediği zenginlikteydi. Ama onun ilgisini asıl çeken imparatora altın kupada sunulan içecekti. Castillo dayanamayıp ne içtiğini sordu. Montezuma, sessizce karşısındakine baktı bir süre ve sonra konuştu:
-Cacahuatl
Cacahu Aztek dilinde “kakao”, atl ise “su” demekti. Aztekler kakao çekirdeklerinden yaptıkları bu içeceği, yani kakaoyu, soğuk içiyorlardı. Bölgenin diğer halkı Mayalar ise aynı içeceği sıcak içmeyi tercih ediyorlardı. Bölgenin iki halkı da bu içeceği içerken, o zamanki hazırlama şekli ile kakao acı olduğundan, içine vanilya, çili biberi, bal gibi çeşitli tatlandırıcılar koyuyorlardı.
İspanyollar bölgede yıllarca terör estirdiler, yerel halka tarihteki en büyük zulmü yaşattılar, bölgeyi yağmaladılar ve eski kıta Avrupa’ya birçok hazine taşıdılar. Hazinelerin en değerlisi bu bitki ve ondan yapılan sulu içecek “cacahuatl” idi. Çok geçmeden bütün Avrupa ve hatta dünya bu sıcak içeceğe ve onun yapıldığı çekirdeğe âşık olacaktı.
Kakao uzun süre, geldiği yerdeki gibi, içecek olarak tüketildi. İçine süt katmayı, aynı çayda olduğu gibi, İngilizler yaygınlaştırdı. Günümüz formuna yakın kullanımına ilk olarak Henry Stubbe’ın “Hint Nektarı “ adlı kitabında rastlanır. Yazar kitabında “başka bir kullanımı da kakao çekirdeklerinin badem şekline getirilmiş biçimdir” der ve ekler: “Kakao çekirdeği küçük parçalar haline getirilip yendiğinde, yiyeni gece boyu uyanık tutar ve bu yüzden devriye gezen askerler için faydalıdır” .
Kakao çekirdekleri, kakao ağacının tohumları olup, kakao ağacının her bir meyvesinin tatlı-ekşi küspesinin içinde yaklaşık 30-40 adet bulunur. Kakao ağacı, aynı çay ve kahve ağaçları gibi, daima yeşil kalan ağaçlardandır ve ekvatorun 20 derece kuzey ve güneyinde yetişirler. Ağacın Latince adı Theobroma Cacao, Theobroma Latince “Tanrıların yiyeceği” anlamına gelir.
Kakao çekirdeği ile ilgili ilk yenilik Hollandalı Conrad Van Houten’den gelir. Kakao çekirdeğinin neredeyse yarısından fazlası (yaklaşık %54) yağ olduğu için çekirdekten yapılan içecek çok ağır oluyordu. İnsanlar, özellikle işçiler, bu içeceği sabahları ayılmak için içiyor ve hatta unla karıştırıp tavada pişirip yiyiyorlardı. Probleme bir çözüm arayan Houten yağı çekirdekten ayırabilmek için icat ettiği vidalı pres sayesinde tarihte ilk defa kakao çekirdeğinin özündeki yağı ayırıp, kalanını toz şeklinde öğütmeyi başardı. İlk zamanlar Von Houten’ın presinden çıkan kakao tozu kakao içeceği yapmak için kullanılırken kalan kakao yağının ne için kullanılacağı bilinmiyordu. Houten’ın icadından 20 sene sonra ilk defa bir İngiliz firması “Fry and Sons” şirketi kakao yağını kullanarak ilk “yenilebilir” çikolatayı icat ettiler.
Editörün Notu: Bu yazı http://www.acikbilim.com/ internet sitesinde yayınlanan aynı adlı yazıdan kısaltılarak eklenmiştir.