TARİHİN TÜRKÜSÜ
Atamız cennette elmayı yemiş, belki de ayvayı yemiş, çıkarmış; fena kokutmuş. Atmışlar atamızı oradan, kovmuşlar cennetten, indirmişler yeryüzüne. Aç kalmamak için dağ taş demeden avlanmış, suda avlanmış, ama hep kovulduğu cenneti, geldiği yeri düşünmüş durmuş , oraya yeniden çıkmanın yollarını aramış. O günden beri hep kovulduğu cenneti arıyor. Bıkmadan, yılmadan, usanmadan arıyor: Elmayı yemenin bedeli bu kadar ağır olur mu ? Olmuş işte ! Nefsine uymamalıydı, yememeliydi elmayı veya ayvayı . İzinsiz yerse elmayı ya da ayvayı, atarlar yeryüzüne. Yeryüzüne atmışlar da ne olmuş ? Avlanmış; çoğaldıkça yeni avlaklar bulmak için yayılmış yeryüzüne. Kendi türüyle bir arada olmaya çok çeşitli nedenlerle gereksinim duymuş, tarihini bu faaliyetiyle yaratabilmiştir.
İnsan, anatomik olarak doğada birçok canlıdan güçsüzdür. İnsanı güçlü kılan, kol gücüyle beyin gücünün birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan muazzam yaratıcı ve öğretici faaliyeti. İnsan bedensel güçsüzlüğünü beyin gücüyle, düşünme yetisiyle birleştirebildiği için güçlenip değişmiş, öğrenerek tarihinde sürekli yenilikler yapmıştır.
Beyin ile pratik yaşam, bugünün eşitsizler dünyasında bir zorunluluk olan örgütlenmeyle birleştiğinde, insanın o büyük yaratıcılığı ortaya çıkıyor. Bu yaratıcılık öğreticidir. İnsanlık tarihinin bütün süreçlerinde insanlar dayanışarak, örgütlenerek yaşamışlardır, ortak çıkarları için genellikle birleşmişlerdir, bazen hiç farkında olmadan birleşmişlerdir. Bununla kendi gücünün farkına varan insan, iktidar olmak, güç olmak için mücadele etmiştir.İktidar ve otorite, gücün ortaya çıkardığı bir sonuçtur.
İnsan, kendi tarihinin avcılık döneminde avcılığı o kadar geliştirmiştir ki,bu dönemde erkeğin ne işe yaradığını, gücünü, tavırlarını ve erkeğin nasıl avlanacağını ve ekonomiye katkılarını, dişilerin ve yavruların fonksiyonlarını, değerlerini çok uzun zaman tecrübe ederek deneyerek insanlar öğrenmişlerdir.
Bilge ve güçlü Büyük Reis, ile Beyaz Adam’ın mücadelesi bu sürecin bir sonucudur. Bilge ve güçlü BR, diğer küçük reis ve aşiretiyle birlikte bir arada huzurlu ve sakin bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlarken , bir gün topraklarına başka medeniyetlerden insanlar gelir.Bu durum karşısında bilge adam BR tedirgin olur, hiç tanımadığı, dillerini bilmediği insanları kendi topraklarında görmek huzursuz etmiştir bilge adamı. Bilge kızıl adamlarla, beyaz adamın mücadelesi böyle başlamıştır.
Beyaz adam, elindeki teknolojik üstünlüğünden kaynaklı kızıl adamın ülkesinde patrondur artık,medeniyet götürmüştür bilge adam B Reis’in vatanına. Kızıllar, beyaz adama göre hala çok vahşidir. Beyaz adam, elindeki silah üstünlüğünü kullanarak kızıl adamın elindeki toprakları zorla almaya çalışır: Savaş başlamıştır…
Birgün bilge adamın savaşçılarından biri beyaz adama esir düşer, tutsak olur. Beyaz adam tutsak aldığı kızılı kendi kampına götürür, eli ayağı bağlı bir şekilde kampta bir mahzene kapatılır. Kızıl adam ölümü bekliyorken, bir süre sonra beyaz adam, elinde bir tas yemekle mahzene gelir, tası tutsağın önüne bırakarak uzaklaşır. Kızıl adam şaşırır, tasta ne olduğunu anlamaz, gelen yemeği tanımaz, çünkü daha evvel hiç yememiştir.Bu hareket birkaç kez tekrarlanır.Kızıl adam çok acıkmıştır, ölmemek için gelen yalı kenarından yemeye başlar ve giderek alışır. Bu arada beyaz adam, tutsağı küçük ayak işlerinde çalıştırır, çalışmayı öğretir, hizmetli yapar kızıl adamı. Hizmetli ilk günlerde ayak işlerinde çalışmayı reddeder , ancak reddettikçe aç kalır. Çalışırsa yemek var, çalışmazsa yok. Sonuçta aç kalmamak için çalışmayı kabul eder, beyaz adamın dilini öğrenir.
Kızıl adam artık çalışan bir hizmetlidir ve her gün karın tokluğuna verilen yemek yerine, beyaz metal para verilir kızıl adama. Bunun ne olduğunu anlamaz, beyaz adama sorar. Beyaz, kızıl adamı elleri bağlı halde çarşıya götürür ve kızıl adam daha evvel hiç görmediği , tanımadığı şeylerle karşılaşır çarşıda . Ne olduklarını anlamak için gördüğü şeylere elleriyle dokunur. Beyaz adam elindeki kamçısıyla kızılın ellerine vurur ve elindeki parayı satıcıya vermesini ister.Kızıl adam ayak işlerinden kazandığı parayı satıcıya verir, karşılığında ihtiyaçlarını alır, bir miktar da para üstü bozukluk. Kızıl adam süreç içinde daha çok şey alabilmek için daha çok çalışması gerektiğini anlar.
Yine bir gün beyaz adam, yanında silahlı adamlarıyla tutsak kızıl adamı yanlarına alarak bilge adam büyük reisin kamplarına giderler.Kızıl adam tarihi bir olaya tanıklık etmektedir. Büyük Reis, adamlarıyla savaşa hazırlık yapmaktadır.Beyaz adam, evcilleştirdiği tutsak kızıl adam aracılığıyla bilge adam Reisten, bir torba dolusu dolar karşılığında topraklarını ister. Bilge adam Büyük Reis, ’benim satacak toprağım yok ’ der, bu toprakların atalarının atasından kendilerine kaldığını ve ata topraklarının satılamayacağını , bunun için savaşmaya hazır olduğunu söyler.Beyaz adam, çok güçlü silahlarının olduğunu , isterse hepsini öldürebileceğini söyler. Büyük reis, bu duruma çok kızar ve ölmeye hazır olduklarını söyler.Beyaz adam,” parayı alsın , toprakları satmaya razı olsun ve aşiretiyle birlikte bu topraklar üzerinde yaşamaya devam etsinler ” der.
Beyaz adamın bu tavrı, tutsak kızıl adamı etkilemiştir, ikna olmuştur . Beyaz adam artık onun için çok iyidir.Kendi adamlarına beyaz adamın çok iyi olduğunu , dost olduğunu , çok para vereceğini , Büyük Reis ve adamlarının bu topraklarda diledikleri gibi yaşayacakları fikrini yaymaya çalışır. Kafası karışan bilge adam B Reis, bütün adamlarını toplar , durum değerlendirmesi yapar.
Önce küçük reis dik kafaya sorar, cevap; ” savaşalım ” . Küçük reis, kepçe kulağa sorar, cevap; “savaşırsak, onların silahları bizimkinden güçlü, halkımızın çoğunluğu ölebilir, ama ben savaşıp ölmeye hazırım “.Küçük reis, bol kepçeye sorar, cevap;” doları alalım,savaşmadan barış antlaşması imzalayalım”. Bilge adam Büyük reis istediği sonucu alamamıştır. Çünkü o hem halkından sorumlu, hem de en doğru kararı vermek durumundadır. Ancak , B Reisin adamlarında çözülme başlamıştır. Yeni bir durum değerlendirmesi yapan B reis, ’bir torba daha dolar verirlerse barış yapalım’ der. Beyaz adam bir torba daha dolar vermeyi kabul eder ve hep birlikte barış çubuğundan yakıp , bu durumu hep birlikte kutlarlar.
Kısa bir süre sonra bütün topraklar beyaz adamın kontrolüne geçmiştir. B reis ve adamları dolarları yiyip bitirirler ve sonunda kendi topraklarında işgalcilerin ayak işlerini yapmaya başlarlar, aç kalırlar. Kızıl adamlar B reis’ten , işgalcilerin kendi topraklarını terk etmelerini isterler. B reis bu antlaşmayı bozmak istemez ve bu işin bedelinin ağır olacağını söyler. B reis’in bu tavrına karşı halkının bir kısmı silahlanarak savaşmaya karar verir ancak ezici çoğunluğu temizlenir, yok edilir. Kalanlar kayıtsız şartsız göçmenlere boyun eğerler, kültürlerini dillerini öğrenirler, bir ellerinde İncil, bir ellerinde kazma kürek hep çalışırlar:Beyaz adam artık Amerika’ya hakimdir…
İŞTE BÜYÜK AMERİKA BU !!! Bir de küçük Amerika var, acaba nasıl bir yer?
Erdoğan Ateşin (erdoganatesin@gmail.com)