Tarih

Vazgeçemediğimiz kot pantolonumuzun hayat hikayesi

Eskiden iş giysisi olarak kullanılan ve bugün hayatımızın vazgeçilmez bir unsuru haline gelen kot pantolonun ilginç hikayesi…

Mavi renkte değilken hatta daha pantolon haline bile gelmemişken blucin daha doğrusu “jeans”, iş kıyafetlerini sağlamlaştırmada kullanılan kotun benzeri fitilli bir pamuklu kumaştı. Fransız dokumacılarının Genes dediği ve dolayısıyla “jeans”‘in de kökenini teşkil eden İtalyan şehri Cenova’da imal edilmekteydi.

Blucin ise Levi Strauss isimli on yedi yaşında göçmen bir terzinin biyografisine dayanmaktadır.

Strauss altına hücumun yaşandığı 1850’lerde San Francisco’ya geldiğinde çadırlar ve kapalı yük arabaları için fazlasıyla ihtiyaç duyulan bezlerden satmaktaydı. Zeki bir gözlemci olan Strauss, madencilerin pantolonlarının çabucak ve tam anlamıyla yıprandığını fark etti. Hemen, kendi dayanıklı bezlerinden iş tulumları dikiverdi.

Kaba ve sert olsa da bu pantolon o kadar dayanıklıydı ki, Strauss bir terzi olarak rağbet görmeye başladı.

Avrupa’da serge de Nimes adıyla bilinirken, Amerika’da kumaşın ismi “denim” (kot) olarak ilan edildi. Strauss renksiz kot pantolonları, toprak lekelerini en aza indirmek üzere çivit mavisine boyamanın popülaritelerini son derece arttırdığını keşfetti.

Kot pantolonlar yırtılmaya karşı dirençli olsalar da, madencilerin aletlerinin ağırlığı ceplerin dikiş yerlerinden yırtılmasına sebep oluyordu. Strauss bir Rus Yahudisi olan terzi Jacob Davis’in fikrinden yararlanarak bu problemi de çözüverdi. 1873’te her cep dikiş yerine bakır perçinler eklendiği gibi, aynı zamanda madenci altın çıkarmak için eğildiğinde pantolon ağının açılmasını önlemek adına fermuarın tabanına da bir perçin yerleştirildi.

Ancak bu ağ perçini başka bir çeşit şikâyeti de beraberinde getirdi. İç çamaşırı giyme âdetinden yoksun maden işçileri kamp ateşinin çok yakınında oturduklarında ısınan perçin canlarını yakıyordu. Pantolon ağı perçininden böylece vazgeçildi, zamanla da cep perçinlerinden…

Tam olarak fayda sağlamaya yönelik ortaya çıkmış blucinler, 1935’te bir moda öğesi haline geldi. Aynı sene Vogue dergisinde reklamları çıktı. Reklamda blucinler içerisinde iki sosyetik kadın yer almaktaydı. “Kovboy şıklığı (Western Chic)” adı altında bir trend başladı.

Kot pantolon Vogue 1935 Rene Bouet-Willaumez/Condé Nast via Getty Images

Biraz da Hollywood’un etkisiyle kot pantolon gençlerin kültürünün bir parçası haline geldi zamanla.

Elastik liflerin denim kumaşla birlikte kullanımı kot pantolonun da moda dünyasındaki yerini güçlendirdi, bu kumaş farklı formlarda hayatımızda yerini aldı.

Bir zamanlar işe yönelik tasarlanmış pantolonlar, multimilyon dolarlık bir endüstri meydana getirerek günlük bir giysi haline geldi günümüzde…

Derleyen: Sibel Çağlar

Kaynak: 

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/04/150407_vert_cul_kot_pantolon

Charles Panati – Sıradan Şeylerin Sıra Dışı Kökleri

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu