Umut veren yaratıcı yeni nesil müzik oluşumlarından biri Monoswezi. Yeni çalışmaları “Monoswezi Yanga”da müzik kimyalarını daha bir pekiştiren ekip güzel yerel ezgiler üzerine zamansız öyküler anlatıyor. Hope Masik’nin yumuşak vokalleri tüm albümün nabzını besliyor. Bu albümü dinlemek üzere sizleri ayak uçlarına davet ediyor. Oturmanızı ve kulak kabartmanızı istiyor.
“Monoswezi Yanga” grubun ikinci albümü ve yine Riverboat Records müzik firmasından çıktı. İlk albümleri “The Village” normal stüdyoda kaydedilmişken bu albüm basçı Putte Johander’in İsveç’in Koster Adası’nda yer alana ev stüdyosunda kaydedildi. Tamamıyla sessizlik içerisinde işlenen samimi ritimler.
Tamamıyla kozmopolit bir grup olan Monoswezi küremizin üç farklı ülkesinden besleniyor. İsviçre, Norveç ve Zimbabwe. Haritanın farklı köşelerinden gelen ekibin bir araya gelmesi sık olmadığından dolayı stüdyo zamanı çok değerli ve en optimum düzeyde kullanılması gerekiyor. Parçaların çoğu önceden detaylıca çalışıldığı için ilk kayıtta organik bir şekilde varlık buluyor. Üç ülke arasındaki kablolar arasında gidip gelen müzikler her noktada bir katkı daha ekleyerek bir sonrkinoktasına ulaşıyor. Bu genellikle Zimbabwe oluyor ve burada Hope kendi ev stüdyosunda vokalleri işleyip İsviçre’ye gerisin geriye yolluyor. Bu gidip gelmeler azaldıkça albüm olgunlaşmaya başlıyor. Albümde yer alan müzikler bu süreçte yavaş yavaş akıcı, oranik veözgürce gelişiyor.
Monoswezi adı grupta yer alan dört farklı uyruğun birleşiminden oluşan bir kelime. Mozambique (Mo), Norway (No), Sweden (Swe), Zimbabwe (Zi) ve her ülkeden gelen kültürel ritimler müziğin hamurunda yoğurulmuş durumda. Bu albümde özellikle Zimbabwe yerel enstrümanı mbira oldukça etkin. Adeta her ritim bu enstrümanın tınısı etrafında tavaf ediyor.
‘Matatya’ sürekli prensini bulmak için kurbağa öpmek zorunda kalan genç bir kızın yeni aşk bulması üzerine yakılmış bir ağıt. ‘Lobola’ ve ‘Wadadisa’ adlı parçalar ise evliliğin coşkusunu yerel ritimler ile dinleyene aktarıyor. ‘Dande’ ise aile ve dostları korumak üzerine yapılandırılmış bir ritimsel dua. ‘Mhondoro’ adl parça uyarı niteliğinde, dinleyenlere çevrelerine daha fazla sahip çıkmaları konusunda uyarıyor, kulak çekiyor. Her parçanın beslendiği ritimler geleneksel bestelerden yola çıkıyor olsalar bile Monoswezi’nin özgün dokunuşları bu tınıları ayrıştırıyor. Albümde bir kaç tanede gruba ait özgün besteler yer alıyor. Bunların başında Calu’ya ait olan ‘Naku Xuva’ geliyor. Burada ekip aramızdan ayrılan sevdiklerimize bir kucak dolusu müzik savuruyor. ‘Povo m’povo’ veadlı parçalar ise sana ait olana sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan parçalar ve öykülerini dinleyenlere Mbira ile taşıyorlar.
Etnik müzik severlere yabancı gelmeyecek ritimleri işlenişi herkese ulaşılabilir boyutta. Kulağımıza caz, rock, klasik müzik ve türevleri tarzlar çalınırken dört farklı kültürün müziğine giriş yapıyoruz.
Zekeriya S. Şen (http://tikabasamuzik.com)
Dünyalılar