Holodomor… Ukrayna dilinde “açlıkla ölmek” anlamına geliyor ve Ukrayna’nın soykırım olarak saydığı büyük bir olay…
Stalin’in “Avrupalıların 150 yılda gerçekleştirdiği devrimi 5 yılda yapmak zorundayız” demesinin sebebi, ülkesinin çağdaşlıktan ve moderniteden uzak olması ve güçlü bir endüstrisinin olmamasıydı. Bu yüzden uyguladığı 5 yıllık kalkınma planının en büyük adımı, çiftçilerin ürettiklerini ihraç ederek, gelen parayı kaynak olarak kullanmaktı.
Plan işe yaradı da, Rusya gerçekten 1941 yılında, 2. Dünya Savaşı’na girmeden önceki haline göre çok büyük bir sanayiye sahipti. Sanayi üretimi %100’den fazla artmış, modernizm oranıysa inanılmaz oranlarda yükselmişti.
Fakat bu reform, ülkenin en büyük tarım kaynağı olan Ukrayna’da başlatılmıştı. Ukrayna’da köylüler zorla devlet için üretime yönlendirilmiş, toprak sahiplerinin toprakları ellerinden alınıp kamulaştırılmış, itiraz edenler çalışma kamplarında sürgüne gönderilmiş, isyan edenler anında infaz edilmişti. Zaten ellerindeki hasat mevsimsel şartlar sebebiyle düşükken, köylüler kendileri için bir kilo buğday bile ayıramazken, devlet bütün buğdayları Avrupa’ya satarak fabrikaların kurulmasını sağlıyordu. Hırsızlığı engellemek için, cebinde bir buğday tanesi bulunan köylülerin idam edilmesi bile söz konusuydu.
Ukrayna’da 1933 yılında, sadece bir ayda 100 bin insan açlıktan ölmüştü.
Bu dönemde gazetecilerin kıtlık haberlerini incelememesi için Ukrayna topraklarına giriş ve çıkışların devlet izniyle gerçekleştirilmesi yönünde bir kararname imzalandı. O dönem Ukrayna’yı terk etmeye çalışan insanlar ise geri yollanarak açlığa ve dolayısıyla ölüme terkedildi. Öyle ki devlet, çocuk esirgeme kurumlarındaki çocukları bile açlığa terk ederek ölümlerini izlemişti.
İnsanlar açlıktan ölürken ve yiyecek hiç bir şeyleri yokken, Rus hükümeti Ukrayna’daki bütün tahıl depolarını ağzına kadar doldurmuş ve ihraç etmek ya da başkente yollamak için bekliyordu. Depolardan taşan patatesler açıkta dikenli tellerle çevrilmişti ve oraya yaklaşmanın cezası askerlerin açtığı ateşle ölmekti.
Bu kıtlık ve açlığı haber alan Avrupa devletleri, bu topraklara yardım yollasa da Sovyet hükümeti “kıtlığın varlığını reddederek” yardımları geri çeviriyordu. Devlet, çiftlikte çalıştırılan hayvanların yemini eksik etmezken, onların yanında çalışan insanları görmezden geliyordu. Hayvanların yeminden çalmaya çalışanları öldüresiye dövüyorlardı. 1933 yılının baharında her gün yaklaşık 10 bin kişi açlıktan ölüyor ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği bunu görmezden geliyordu.
Bu sömürü, bir sonraki yıl, 1934 yılında da üretimin mevsimsel şartlarla iyi olmasıyla devam etti. Fakat nüfusun büyük bir kısmı ya ölmüş ya da çalışma kamplarına gönderilmişken Rus hükümetine muhalefet edecek kimse yoktu.
1941 yılında, Ukrayna’yı işgal eden Nazi Almanyası büyük bir hata yaparak, zaten Stalin’den nefret eden, Rusların varlığındansa, Almanların varlığını tercih eden Ukraynalıları besleyerek üretimini kullanmak ve orada kendilerine bağlı bir uydu güç oluşturmak yerine, Stalin’den daha beter şartlarda onları çalıştırarak resmen Ukraynalılara Stalin’i aratmışlardı. Bir çok tarihçinin, Almanya’nın Rusya işgali sırasında “büyük bir hata” olarak gördüğü bu olay, Hitler tarafından “Ari ırkının üstünlüğünü göstermek” olarak düşünülmüştü.
Ukrayna’nın soykırım olarak adlandırdığı “Holodomor” olayını, yeryüzünde şu ana kadar tanıyan 26 ülke vardır. Holodomor Soykırımını tanıyan ülkelere İspanya, Amerika, İtalya, Azerbeycan, Kanada, Polonya, Gürcistan, Slovakya gibi ülkeler ve Avrupa Birliği de dahildir.
Holodomor Soykırımında yaklaşık 7-8 milyon insanın açlıktan öldüğü tahmin edilmektedir. Ölenlerin %82’si Ukraynalı’dır.